Yeni Zellanda’da Cuma namazı sırasında yapılan katliamın ardından yaşadığımız üzüntü ve hiddet duygularından arınıp biraz olayın arka planını irdelemeye gerek var diye düşünüyorum. Olay ilk bakışta basit olarak bir Hristiyan teröristin kendini hazırlayıp bu katliamı yapmış olduğuna inandırmasına rağmen olayın o kadar basit ve tek bir hedefe matuf olamayacağını bırakılan silah ve aletlerdeki ve daha önce teröristin ağzından çıkmış gibi sunulan sözde manifestonun bizi yönlendirmeye çalıştığı istikamet yönünde olmadığı izlenimi vermekte.
Artık tecrübelerimizin bunun böyle olmadığını göstermesi lazım. İstihbaratçı merhum Mahir Kaynak’ın dediği gibi bir olayın failini öğrenmek istiyorsanız olaydan fayda sağlayana gitmeniz gerekiyor diyordu. Bu olay gerçekten hristiyanlara fayda sağlayacak mı? Yoksa Hristiyan Müslüman kavgasından bir başkası mı fayda sağlayacak?
“Çocuklar, savaştan zevk almaya bakın, çünkü barış korkunç olacak!”
Dünya Savaşı sırasında, Rusya harekatına katılan Waffen SS gönüllüleri arasında yaygın olan bir deyim.”
II.Dünya savaşına damgasını vuran SS’ler –ki “Kara Tarikat” olarak adlandırılırlar- basit bir polis veya muhafız birliği değildi. Bu örgüt hiyerarşik tertiplenmeye dayalı, dinsel bir tarikat niteliğindeydi. SS’ler “Cizvit” tarikatını model almışlardı. Bu sebepten “Kara Tarikat” mensupları Cizvit rahipleri gibi siyah renkli üniformalar taşıyorlar ve yine onlar gibi,üstlerine “Kadavergehorsam” yani, ceset gibi mutlak itaat ediyorlardı. SS’ler Thule’nin ezoterik ve okült inançlarını pratik olarak gerçekleştiren bir örgüttü. SS’lerin içinde daha da gizli bir örgüt vardı. Bunlar, SS’lerin seçkin çekirdek kadrosunu oluşturuyordu. İşte bu “Kara Güneş”ti. SS harflerinin gerçek ezoterik anlamı “Schwarze Sonne” (Kara Güneşti).
Dönelim bizim teröristimizin çantasına ve asılı künye üzerinde öne çıkan sembole. Bu sembol neyi ifade etmekte?
Bingo biraz ışık çaktı değilmi? Kara güneş
İşte gerçekte SS lerin ana omurgasını oluşturan Faşist Naziler Hristiyan değil aslında Pagan Yahudidir. Kitapları KABALADIR. Dünya devletleri bu kitabın öğretileri ve bu kitaba iman eden liderler tarafından yönetilir. Soylarını Tanrı kabul ederler diğer insanlar kuldur. Kullara hükmedilir. Hüküm için soykırım, açlık , işkence, ahlaki dejenerasyon ve savaş onlara haktır.Bunlar inanmış gerçek Müslüman, Hristiyan ve Yahudiyi asla istemez ve öldürmekte bir behis görmezler.
Bir başka tarihsel ezotorik işarete gelirsek .
Silah üzerindeki OTHALA RUNE ve bu sembolün ne ifade ettiğini biraz araştırdığımızda şu ifadelere rastlıyoruz:
“Miras bıraktığımız şey kendimiziz” Atalarımızdan kalan ruhsal gücün, kişiliğin sembolüdür. Eski nesillerden kalmış, bilgi ve güç bu run içinde toplanır. Fehu gibi o da zenginliğin bayrağını taşır ve aile ilişkilerini bağlar. Size geçmiş olan onca nesil karakteri ve ruhu arasından gerçekten damarlarınızda dolaşan en fazla 2 tane nesil vardır. Bu nesiller sizin karakterinizi olgunlaştırır ve etkiler. Ama yine de eksik hissedilen bir parçanız var ise Othala bunun için oradadır. ‘‘
Bura da Hristiyanlığa değil de başka bir dine ve ırka atıf açıkça görünüyor.
Soylarına bağlılığın zafer koşusu anlamında pagan ayetidir Othala. Bu işareti İşte başka bir olayda da kullandılar. Ayasofya’da basit bir korsan gösterisi gibi algılamıştık ama aslında verilmek istenen mesajı ıskalamışız tabi.
Tüm bu olanlar Ayasofya’da dans srasında verilmek istenen sembolik işaret Yeni Zellanda’da katliam yapan teröristin silahında ve çantasında gösterdiği sembollerin verdiği mesaj aynı yönde verilen mesajdır. Diğer verilenlerde olayı mecrasından saptırarak farklı algı operasyonu gibi gösterme çabasıdır. Teröristin manifestosunda paylaştığı ve silahında vermeye çalıştığı tarihsel anektodlar da muhakkak bir amaca yönelik önemli bir mesaj vermekte ve özellikle bize yönelik olduğu açık. Biz bu savaşa hazırmıyız.Yanlış bayrak operasyonuna değil de gerçek savaşa ve gerçek düşmanlara karşı daima hazırlıklı olmalıyız. Yoksayı düşünemiyorum bile.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hayırlı işler dileği ile.
Facebook Yorum
Yorum Yazın