Atilla YEĞİN

Atilla YEĞİN

Mail: atilla@teknikelektrik.com

Yaklaşıyor Yaklaşmakta Olan

‘’Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım

Diri-gergin kasları konuşsaydım

“Kardeşler! ” deseydim “Kardeşlerim! ”

“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan

“Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan

“Bakın yaklaşıyor..’’ 


Ne güzelde ironi yapmış şair İsmet Özel Necm Suresinde geçen bir ayete atıfla. Burada bizimle ilgisi olabilir  sorusuna cevaben şunları söyleyebiliriz. Arap baharı ile başlayan Afrika ve Akdeniz hinterlandı içindeki iktidarlara yönelik planlı ayaklanmaların neticelerini yakından takip ettik. Tunus da masum bir işportacının kendisini yakması belki Tunus da iktidar degişikliği ile beraber bir miktar sukünet sağlansa da komşusu Libya için aynı şeyi söyleyemeyiz. Mısırda  yaşananlar da pek iç açıcı değil. Yukarıda Gürcistan ve Ukrayna da ki Turuncu devrimlerde bu operasyonların başka versiyonu idi.Tüm bunlar yaşanırken Avrupa ülkelerinin operasyona  bakış açılarını biz de de  yaşanan Gezi Parkı protestolarına verdikleri reaksiyonlardan biliyoruz. Fakat bizi ıska geçen  Saros  Vakıfları patentli ince operasyonlar Başta Fransa olmak üzere bütün Avrupa ülkelerini sallıyor. Son bir ay içerisin de ki sarı yelekliler hareketinin benzin zamları üzerinden yaptıkları protestoların sonucun da Makron hükümetin den ilk talebi Fansa’nın Avrupa ordusu kurma isteğinden vazgeçmesi talebi hemen aklıma Gezi Parkı eylemlerinin sözcüsü kabul edilen Taksim Platformunun Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a ilettikleri ilk talepler; “başta 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, AOÇ ve HES’ler olmak üzere ülkenin krıtik yatırımların durdurulması üzerine yapılmıştı.  Amaç olarak birbirine benzer  teklifler  Fransa’dan istenenle bizden istenenler. Tüm bu kurgu ve istekler manzumesini talep eden güçle ona karşı gelenler arasındaki savaş mütamadiyen devam etmekte. Uluslarası sistem açısından baktığımızda , zenginlik ve güç, ya da ekonomik kudret ve askeri kudret, her zaman görecelidir ve öyle görülmeleri gerekir. Madem ki görecelidir ve madem ki tüm ülkeler karşı konulamaz bu değişme eğilimine açık durumdadırlar, o halde uluslarası dengeler, hiçbir zaman oldukları yerde duramazlar durduklarını varsaymak ahmaklık olur. İşte bu kıyasıya dengelerin savaşı bundan elli  altmış yıl önce konvansiyonel silahlarla topyekün yapılırken bu gün ise hibrit bir savaş yöntemi ile icra edilmekte.

 Yaşanan sosyal devrimler bir devlete kendi içerisindeki unsurların dışarıdan yapılacak bir müdahaleden çok daha büyük zararlar verilebileceğini göstermiştir. Hibrid savaş stratejisi de bu süreçlerden çıkarılan derslerle oluşturulmuştur. Stratejinin temeli, barış durumunu beyaz, savaş durumunu siyah olarak kabul edersek iki durum arasında kalan gri bölgenin kullanılmasına dayanmaktadır. Gri bölgede askeri olmayan kapasitenin yönlendirilmesi ve yönetilmesi konvansiyonel güç kullanımından çok daha etkili olmaktadır. Askeri kapasitenin (Düzenleyici Askeri) hibrid savaş içerisinde kullanılması ise belirlenen amaçlara ulaşıldıktan sonra elde edilen kazanımın korunması için kullanılmaktadır.


Hibrid savaşın asıl özünü ise Düzenleyici Askeri’nin savaş içerisinde kullanılmadığı süreçte kullanılan araç ve yöntemler oluşturmaktadır. Kullanılan bu araç ve yöntemler saldırıda bulunulan devletin konvansiyonel savaşlarda kullanılan savaş hukukunu, düzenli ordusunu ve bu ordu için oluşturulan stratejisini, ittifak ilişkilerini ve uluslararası ilişkilerin çatı örgütü olan Birleşmiş Milletler’in getirebileceği yaptırımları büyük ölçüde engellemektedir. Bunun asıl nedeni ise iki devlet arasındaki savaş durumunun hibrid savaşta ortaya çıkmamasıdır.


Son dönem Fransa da sarı yelekliler bizde ise Gezi Parkı protestoları ve son dönem yaşadıgımız  dolar üzerinden yapılan ekonomik saldırılar işte bu anlattığımız hibrit savaşın argümalarını oluşturmakta ve  sanırım önümüzdeki dönem dozajını artırarak devam edecek. Kıran kırana geçecek olan bu savaş ekonomik olarak Avrupa da ciddi dalgalanmalara sebeb olacak  hiç bir şey eskisi gibi olmayacak fakat zayıf olan kırılacak ve boyun egecek.Tam burada sözümüzü Bismark’ın büyük güçlerle ilgi yorumu ile bağlayalım ‘’Büyük güçlerin tümü zaman ırmağı üzerinde yolculuk yapmaktalar; onu ne değiştirebilir, ne yönlendirebilirler ama üzerinde daha az yada çok beceri ile seyredebilirler’’  bu yorumdan hareketle insanlığın verdiği bu savaşı yaklaşıyor yaklaşmakta olan uyarısı ile bağlayalım.

Rabbim yar ve yardımcımız olsun hayırlı işler dileği ile.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar