Yakın tarihi incelerken, Devlet adamlarının bilhassa Cumhuriyetin kuruluşunda veya Milli Mücadele esnasında söyledikleri ile bir kaç yıl sonra inkılapları gerçekleştirirken söyledikleri arasında ki derin tenakuzları çok sarf ederiz. Zannederiz ki sadece Mustafa Kemal Paşa veya İsmet Paşanın sözlerinde muayyen mevzularla alakalı analizlerindedir bu tenakuzlar ve farklılıklar! Halbuki Konjonktüre göre konuşma siyasetle ilgilenmiş o devir devlet veya politika eşhasının tamamında vardır.. Bununla alakalı bir iki misal vermek isterim.
31 Mart Darbe Vak’ asının gerçekleştiği günlerde Bayazıt Camii Dersiamlarından Hoca Rasim Efendinin hatıralarında geçer bu yazdıklarım. Hatırayı naklettikten sonra da kaynağını aktaracağım. Rasim Efendi anlatır ki ‘’1913 yılı İttihat ve Terakki Kongresinde Umum Katibi Fethi bey ( Okyar ) okuduğu raporda şöyle bir fıkra vardı. ( Hoca Rasim Efendinin hatıralarına göre bu fıkra Tasfir-i Efkar gazetesinin 9 Eylül 1913 tarihli ve 79-878 nolu pazartesi nüshasından aynen alınmıştır). Herkes gibi o zamanlar, o da İttihatçı sonra da Cumhuriyetçi olan Fethi Bey ( Okyar ) bakın o fıkrada neler demiş.
‘’Terakkiyatı Medeniye itibarı ile garbe temessül etmek ( benzemek ) mecburiyetinde bulunan Müslümanları inhitattan ( çöküşten yıkılıştan ) kurtarmak için İslamiyeti esasat itibarıyla Asr-ı Saadete tatbikat itibarı ile de Asr-ı Hazıra ( yani Peygamberimiz devrini bugünkü devre ) irtica ve tevfik etmek zarureti vardır!
Hikmeti İslamiyyenin iki rüknu esasisi olan fıkıh ve kelamın sünneti nebeviyye ve maslahati içtimaiyyeye muvafık bir suretle tasviye ve tevsii hem sınıfı münevverin tedyinine hem de sınıfı mütedeyyinin ( yani dindarların ) tenvirine ( aydınlatılmasına ) bais olacaktır. Medreselerin islahı ve encümeni ilmiler tesisi bu hususta fevaid-i külliye temin edecektir’’ !
Nasıl ama Fethi Beyin hem de İttihat Terakki Kongresinde ki hitabet ve kalemleri? Fethi bey den sonra yine meşhur ittihatçılardan ve matbuatcı Yenigün gazetesinin ve sonraları Cumhuriyet gazetesinin de kurucusu ve baş muharriri olan Yunus Nadi ( Abalıoğlu - Nadir Nadi’nin babası ) nın ertesi gün aynı gazete ( tasvir i efkar ) ki yorumunu da okuyalım!
‘’Hakiki olduğu kadar pek büyük bir ehemmiyeti olan şu ilmi esasların tatbikatı şarkta vaktiyle cehalet yüzünden hiç fakına varmadığımız bilahare de Tanzimatçılık itibarı ile kaybettiğimiz milli hasiseleri tekrar kazanmamızı temin edecektir!
Allah Allah değil mi!!! Ve devam ediyor pek muhterem molla YUNUS NADİ !!!
‘’Kim ne derse desin ve ne milliyetsizce hezeyanlar savunursa savursun, şurası muhakkaktır ki her millet, millet halinde bir hayata sahip olabilmek için kendisine has ve gayet tabii ve binaenaleyh fen ve hikmete tamamiyle muvafık hasiselere de malikiyetle temeyyüz ve tahayyüz etmek şarttır.
Acaba son felaketlerimizde TANZİMATCILIK TESİR ETMEMİŞMİDİR? Bize kalırsa bütün felaketlerimizi hemen umumen yanlış delaletlere medyun bulunuyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın