WE’RE STILL NUMBER ONE...(BİZ HALA BİR NUMARAYIZ)

Bu senede böyle geçiyor. Bu yazı elinizde olduğunda muhtemelen şampiyon ya Fenerbahçe ya da Trabzonspor’dan biri olacak. Bana göre ikisi de şampiyonluğu hak etti. Hangisi resmi şampiyon olursa olsun diğeri de gönüllerin şampiyonu olacak. Bir Galatasaraylı olarak bunu itiraf etmem gerekir.

Zira Galatasaraylı olmak gerçekleri söylemeyi gerektirir. Bizim aldığımız Galatasaraylılık kültürü centilmence hakkı haklıya teslim etmeyi gerektirir.

Evet bu sene bizim için gerçekten tarihimizin en başarısız sezonu idi. Hiç yaşamadığımız başarısızlıkları yaşadık. Mağlubiyet ve eksi averaj rekorları kırdık. Hatta rakiplerimiz Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları “kümede kal” tezahuratları ile bizimle kafa bile buldular. Gerçi biz Fenerbahçe’nin averajla kümede kaldığını da iyi hatırlarız. Aydınspor’dan altı gol yiyip dibe vurduğu yılları. Samsunspor’a bir kaç maç üst üste 4-0 yenildikten sonra; bizim Taksim – Sarıyer minibüslerinde arkayı dörtleyelim diyeceğine şoförlerimiz arkayı fenerleyelim dediklerini de biliriz.

Beşiktaşı zaten saymaya gerek yok. Lig tarihinin yarısı orta sıralarda geçmiştir. Hatta 70’li ve 80’li yıllarda genelde küme düşmemeye oynardı. Süleyman Seba’dan sonra biraz kendine gelmiştir. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ortalama şampiyonluk yılı üç ken, Beşiktaş’ın en az beş yıldır. Hatta son yirmi yıldır ancak sekiz yılda bir şampiyon olabilmektedir.

Onların yani Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın tarihinde uluslar arası bir başarı yoktur. İkinci ligdeki İzmir’in Göztepesi’nin bile UEFA kupasında yarı finali vardır.

Ama bu iki takımımızın yani Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin Avrupa’da yarı finali yoktur. Hiç birinin dört yıl üst üste şampiyonluğu yoktur. Hatta Fenerbahçe’nin en fazla iki yıl üst üste şampiyonluğu vardır. Üç yıl üst üste yoktur. Türkiye kupasını yirmidokuz yıldır, UEFA veya herhangi bir Avrupa kupasını ise yüzdört yıldır alamamaktadır.

Yani diyeceğim şu ki her şeye rağmen daha yüksek sesle We’re stil number one…