Kula vefası olmayanın Hakk'a vefası olmaz can..!
Van’da yaşanan depremde hayatını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Ard arda yaşanan depremler, kayıplar, yıkımlarla geçen süreçte, yardımlarda yarıştığımız milli birlik ve beraberliği sadece kendimize değil tüm dünya insanlığına gösterdiğimiz bir kenetlenmeye sahne oldu Van Depremi. Vicdanlarımızdaki fay hattı da harekete geçti adeta! Bizi bir silkeledi, sarstı, kendine getirdi bu necip milleti.
Aristo’nun tabiriyle; “Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirini artık sevmeyen” dostlarla ne işimiz var bizim.” ...
“Bizim;
Peygamberi ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan
Ebu Bekir’imiz,
Suikasti haber alınca peygamberin yatağına yatan Ali’miz var. . .
Son yudum suyu birbirine gönderip susuz şehit olan sahabelerimiz,
Cephedeki yaralı düşmanı sırtında taşıyıp Çanakkale destanını yazan tarihimiz var. Bizim, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız”,
”Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe) gerçek mümin olamaz”,
”Size aranızdaki sevgiyi arttıracak bir şey söyleyeyim mi, selamlaşınız”,”Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın” diyen bir peygamberimiz var!
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus’umuz,
Düşmanın attığı taştan değil, dostun attığı gülden incinen Hallacı Mansur’umuz var.
Sevgili Dost,
Dostluk gündüz görünmez;
O, ateşböceği gibi yalnız geceleyin parlar...”
Bölgede yaşananlar hiç kuşkusuz, insanın sabır eşiğini zorlayacak imtihanlarla dolu, itidal ve sağduyu ile geçirebilmek ise çok güç. Her geçen gün yaklaşan kış koşulları, ard arda yaşanan artçılar, psikolojik olarak sağlıklı kalabilmeyi mümkün kılamıyor. Konuyla ilgili Prof. Dr. Nevzat Tarhan da psikolojik olarak sağlıklı olabilmek için isyan edilmemesi ve ders çıkarılmasını öneriyor. Ve dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
“* Hayatın zor bir döneminden geçiliyor. Toparlanmak için bir zamana ihtiyaç vardır.
* Bu olayı düşünen herkes sizin hissettiklerinizi hissetti, acıları paylaşmak acıları azaltacaktır. Fakat acıyla yatıp acıyla kalkmak insanın beyin enerjisini tüketecektir. Şu kuralı unutmayın: Çaresi varsa çaresine bakılacaktır, üzülmeye değmez, çaresi yoksa üzülseniz de sonuç değişmeyecek daha fazla üzülmeye değmez.
* Yorgunluk, açlık ve uykusuzluğun bedeninize çok zarar verdiğini unutmayınız.
* Alkol ve uyuşturucu ilaçlardan uzak durun, ilgili hekimin verdiği uyuşturucu olmayan ilaçlar çok işe yarayacaktır.
* Depremden kazanımlı çıkmak mümkündür. Özgüvenini kaybetmeyen insanları böyle hayat olayları geliştirmektedir. Tıpkı serçenin kaçma yeteneğinin Atmacanın saldırıları ile geliştiği gibi.
Bir hayat olayı yaşadık, sosyolojik psikolojik sonuçları olacaktır. Kabullenip, isyan etmeyerek dersler çıkararak, aklımızı başımıza alarak daha iyi insan olma yönünde özeleştiri yeteneğimizi geliştirerek bu dönemden Türkiye olarak kârlı çıkmamız mümkündür.”
Gelecek günler ne getirecek bilinmiyor, ancak ikramların Rabbinden umutluyuz her daim. Her şerden bir hayır çıkmasına iman eden bir ümmet olarak, yaşananların bir hayra vesile olmasını niyaz ediyor, bir daha böyle acılar yaşamamak üzere yazımı eski bir Arap şiiri ile noktalıyorum...
“Hayat yolunda bir kuyruktayız,
Zemzem kuyusundaki su sırasına benzer bu,
Bekleyeceğiz yorulmadan, sıkılmadan,
Vaktimiz gelince nasibimizle yetineceğiz”.
Aklımızı başımıza alıp varoluş gayemizi unutmazsak ve uyanmamız da Sûr sesine bağlanmamışsa belki bir gün biz de dirilebiliriz biiznillah...
Facebook Yorum
Yorum Yazın