Bir gün Arslan’ın aklına bunları ayırmak için şöyle bir fikir gelmiş. Sarı öküzün yanına yaklaşıp sessizce demiş ki şu beyaz öküz çok dikkat çekiyor ben, siyah öküz ve sen ise hiç dikkat çekmiyoruz. Avcılar bu beyaz öküz yüzünden hepimizi öldürecekler. Siz bana müsaade edin ben beyaz öküzü ormana ayrı bir yere bırakıp geleyim der ve sarı ile siyah öküzü ikna eder. Beyaz öküzü ormana götürmek bahanesi ile gruptan ayıran Arslan onu ıssız bir yerde güzelce parçalayıp yemiş. Aynı hikayeyi acıkınca bu kez siyah öküz içinde uygulamış ve onu da ayrı yere götürüp yemiş. Ve sarı öküz ile yan yana kalmışlar, biraz sonra Ormanlar Kralı Arslan yine acıkmış ve ağzını şapırdatarak sarı öküze sulanmaya başlamış, ve demiş ki sarı öküz… sarı öküz ben seni de yiyeceğim çok acıktım. Sarı öküz büyük bir pişmanlık göstererek “Sen beni beyaz öküzü yediğin gün zaten yemiştin” demiş ve kaçınılmaz sona boyun eğmiş. Bunları şunun için anlattım.
Şimdi Amerika’da önce özgürlük getireceğim diye Irak’a saldırdı.Kan içer gibi bütün petrolünü içti. Karşı çıkanların canını,malını, namusunu heder etti. Yok etti. Fakat doymadı. Şimdi İran’a ağız şapırdatıyor, Irak’ı yerken, parçalarken de dünyada bir çok kendine yandaş buldu. Ve icazet de alarak Irak’ın kanını içti. Şimdi fırsat bulursa İran’ı da yiyip parçalamak istiyor. Gerçi her kuşun eti yenmez. İran- Irak değildir. Gereken cevabı verecektir kuşkusuz ama Amerika İran’ı da yerse, parçalarsa sıradaki Sarı Öküz’ü yani Amerika’nın kadim dostu kim sizce? Suriye mi diyeceksiniz? Hayır sorunun cevabı bu değil! Sıra kimde dersiniz? Evet evet bildiniz. O yüzden uyanık olma zamanı. Birliği bozmama zamanı. Ufalıp küçülmemek zamanı…
Facebook Yorum
Yorum Yazın