Suriye’nin geldiÄŸi durumu gören Esad, acaba “Ben ne yaptım!” diyor mudur? Yoksa, önemli olan rejimini ve koltuÄŸunu koruması mı?
Altı-yedi milyon insan yerinden yurdundan oldu. Binlerce kadın, çocuk öldü. Binlercesi sakat kaldı. SaÄŸ kalanların travması ise kimbilir kaç kuÅŸak sürecek…
Basiretsiz liderler yüzünden, maalesef bu coÄŸrafyada kan ve gözyaşı hiç bitmedi. Emperyalistler, birbirleri ile savaÅŸlarını, bu coÄŸrafya üzerinden yaptılar.
Ä°cat ettikleri silahları ve geliÅŸmiÅŸ teknolojilerini, bu coÄŸrafya üzerinden canlı test ettiler. Ne de olsa ölenler, onlardan deÄŸildi…
Onlar, “vazifelerini” yaparken, bunların yardımcıları ise bölge ülkelerinin, halkını ve ülkesinin çıkarlarını deÄŸil, sadece kendi koltuklarını düÅŸünen ezik ve kompleksli yöneticileri oldu.
Suriye Krizi, hala enerjimizi tüketmeye devam ediyor. Orayı, destekledikleri örgütlerin lojistik merkezine çeviren ABD/Batı, dizayn etmek istedikleri ülkelere karşı, bu örgütler aracılığıyla açık bir savaÅŸ halinde.
Artık bunun saklı bir tarafı kalmadı. Utanç verici olan, oradaki örgütlere katılan kiÅŸilerin, bu iletiÅŸim çağında onların ağına düÅŸmesi ve güya kendi davalarına hizmet ettiklerini sanması.
ABD’nin sürekli çeliÅŸkili açıklamalarda bulunması, artık kötücüllüÄŸünü, gizlemeye bile ihtiyaç duymadan saldırgan, küstah ve buyurgan tavırlar sergilemesi, aslında iÅŸlerinin eskisi kadar kolay olmadığını anlamalarından kaynaklı.
Bölgede üç önemli ve etkili devlet var. Türkiye, Ä°ran ve Mısır. Mısır’ı Sisi darbesiyle kontrol altına almayı baÅŸardılar. Ä°ran’ı yıllardır katı ambargo ve yaptırımlarla güçsüzleÅŸtirmeye çalıştılar. Ancak, petrol ve doÄŸal gaz yataklar artı Rusya’nın desteÄŸinin olması nedeniyle, Ä°ran’ı çok fazla etkileyemediler.
Türkiye’yi kontrollerinde sanıyor ve ErdoÄŸan’ın bu noktalara geleceÄŸi hesap edilemiyordu. Zira Türkiye’de zaten tarlalar çoktan sürülmüÅŸtü onlara göre. Böyle durumlarda yönetenler çizgiyi aÅŸarsa, hep geçmiÅŸte olduÄŸu gibi bir gizli el düÄŸmeye basıyor ve darbe ile ülke kontrol altına alınıyordu.
Türkiye halkının büyük çoÄŸunluÄŸu, tarihini ve yaÅŸadıkları darbelerin sonuçlarını, bunlardan kimlerin yararlandığını bilen ve olayları doÄŸru analiz eden bir halktır.
YaÅŸadığımız 2001 Krizi, öyle bir bilinçlenmeye neden oldu ki; sosyal, siyasi ve ekonomik olarak nerede, nasıl duracaklarını yaÅŸayarak öÄŸrendiler.
Dolayısıyla her kalkışma ABD/Batı’nın elinde patladı. Bu da onları daha da hırçınlaÅŸtırmakta. Son zamanlarda ne yapacağını bilmez ÅŸekilde, tutarsız ve çeliÅŸkili davranışlar sergilemekteler.
Bir açıklama geliyor, “Suriye’den çıkıyoruz!” haftası dolmadan tam tersi bir ifade düÅŸüveriyor gündeme! Bir dost ve müttefik oluyoruz (!) bir bakmışız, tehditler yağıyor. Ekonomimizi mahvedecekmiÅŸ AÄŸa!
Bunu yaparken de içeriyi karıştıracak, provokatif ifadeleri eksik etmiyor pek doÄŸaldır ki! Bir düÅŸünüyor Kürtleri ki; onları dahi kendi içlerinde parçalayıp, birbirine düÅŸman edecek kadar.
Aslında diyebilir mi hiç!
“Sen nasıl AÄŸa’nın sözünü dinlemez de Kenevir eker, S-400 alır vs vs……”
Ne diyorduk; eÄŸer baÅŸta kendi koltuÄŸunu ve kariyerini düÅŸünen, ezik, kompleksli ve zayıf kiÅŸilikli yöneticiler olursa, böyle yasakları(!) delmez, huyuna-suyuna gidersin AÄŸa’nın!
Ya da Esad gibi, baÅŸka AÄŸa’nın kuklası olup, iyi bir ÅŸey yaptığını sanarak, ülkenin kan gölüne dönmesine fırsat verirsin. Oysa böyle durumlarda, ona buna deÄŸil, kendine ve halkına sığınan kazanır.
Türkiye, bölgenin lider ülkesi olduÄŸunu, artık aÄŸaların o kadar kolay hareket edemeyeceklerini, akıllıca politikalarıyla iletiÅŸim çağının ve teknolojinin imkânlarından yararlanarak göstermeye devam ediyor!
Ä°çimizdeki ayrık otlarının bu savaşın, siyaset üstü olduÄŸunu anlamaları umuduyla…..
Facebook Yorum
Yorum Yazın