Halk olarak çok meraklıyızdır haber programı izlemeye. Eee tabi Kitap ve Gazete okumak zor olduğu için kolayını bulduk. Bulmak ne kelime, neredeyse yapışıyoruz “hamal sümüğü” gibi haber ve tartışma programlarına. İşin ilginç tarafı, izlediğimiz programlardaki konuşmaları, ertesi gün kendi söylemlerimiz gibi anlatıyoruz birbirimize. Bilmişlik tasladığımız kişiler anlamasınlar diye de birazda biz bir şeyler katıyoruz konuya, işte o zaman tadından yenmez oluyor. Hele birde söylediklerimizi tasdik ettirmek için, adını unuttuğumuz gazetecileri “O Top sakallı gazetecide aynısını söyledi” diyerek kullanıyoruz ya, …..!!!
Gerçekte Suriye de yaşanan olaylar tam bir muamma, Esed’e yönetimine bağlı ordu ile Mevcut rejime baş kaldıran bir Muhalif halk gücü arasında savaş var. Bazı ülkeler Esed’e destek verip rejimde yapılacak bazı reformlar ile yönetimin devam etmesi gerektiğini söylerken, aralarında Türkiye’nin de olduğu birçok ülke ise Muhalifleri destekleyip, mevcut rejimin yıkılması gerektiğini söylüyor. Her iki tarafın da savunucuları vazgeçmiyor söylemlerinden.
Bu konuda geldiğimiz noktaya baktığımızda ise Muhaliflerin zafere çok yakın olduğu. Tabi Suriye rejimi yıkılınca, yeni bir yapı ortaya çıkmak zorunda. İşte bu yeni yapılanmayı her ülke kendi istediği gibi şekillendirme derdinde.
İran, kurulacak yeni yönetimin Şiilerden oluşmasını istiyor. Irak ve Lübnan’dan sonra Suriye’nin de Şii yönetimden oluşmasını istiyor ve bunun mücadelesini vermekte.
Irak Merkezi yönetimi, Suriye’de bir Kürt bölgesi kurulmasından endişeli, zira Barzani bölgede mutlak bir güç olma yolunda, yeni bir Özerk Kürt Bölgesi oluşumu Barzani’yi daha da etkili kılacağı için korku içindeler. Bu sebeple kulis yapmaktalar.
Rusya ile Çin ise tamamen ABD’nin istediği gibi şekillenen bir Ortadoğu olmasın diye Esed’e destek verdiler, şimdi ise yeni oluşacak yapının kendi Mandaları yani “Şengay Konsepti” altında olması derdindeler.
Türkiye’nin derdi ise en hassas mesele. Türkiye 300 km.’lik Irak sınırını tam 30 yıldır kontrol edemez iken, Kuzey Suriye Kürt Bölgesi kurulursa, mevcut sınırımız 1.200 Km. civarına ulaşacak ve sınırının güvenliği tamamen kollanamaz hale gelecek Endişesi taşımakta.
İşin özü özetle bu. Ama gel görki bütün haber kanallarında Kıyamet senaryoları dolaşıp duruyor ve bazen “acaba bu konuşulanlar başka mevzularla alakalımı” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Birde hazır Suriye mevzusuna girmişken önemli bir konunda altını çizmek gerekir diye düşünüyorum. Büyük Ortadoğu Projesinin, Arap baharı ateşinden sonraki ayağı, dört ülkede yeni sınırların çizilmesi çalışmasıydı. Sayın Başbakan birkaç yıl önce “Ben BOP yani Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanıyım” dediğinde, herkesler bunun nedenini anlamaya çalışmış, anlayamayanlar ise kıyametleri koparmıştı. Bugün ise Bu Eş başkanlık görevini üstlenmesinin altındaki sebep ise açık bir şekilde belli olmuştur ki, “Sınırları yeniden çizilecek olan ülkelerden biri olan Türkiye’nin, bu isyanlı müdahalelere maruz kalmaması için”, Eş Başkanlığı görevini üstlenmiş.
Yukarıda anlattığım şeylere katılıp katılmamak elbette size kalmıştır ama Hiçbirimiz kabul etmesek de su götürmez bir gerçek varki, o da kimsenin Kimseyi anlamadığı, kendi bildiğini kabullendirmeye çalıştığı, bir toplum olmuş durumdayız. Her konuda Uzman olan Türkiye Halkı, Suriye konusunda da çözümler üretmektedir mutlaka, İçimiz rahat olsun. Vesselam
Facebook Yorum
Yorum Yazın