Öncelikle buradan ezeli ve ebedi kardeş kulübümüz Galatasaray’ın 2012 – 2013 lig şampiyonluğunu tebrik ederim. Gerçekten bu yıl hem ligde hem de Avrupa da fırtına gibi estiler. Gerçi bu sene iki yıl üst üste oldular ama bu sanki yine en az dört yılı bulacak gibi. Fatih hoca en çok şampiyon olan teknik adamdan sonra yine kendisine ait olan dört yıl üst üste şampiyon olma rekorunu da kıracak gibi gözüküyor. Bu da istikrarın bir başarısı.
Keşke bizde Trabzonspor olarak Şenol Güneş!e aynı vefa ve sabrı gösterebilse idik.
Burada defalarca yazdım. Belki kabak tadı vermiştir. Ama ne Teknik heyetinde ne futbol takımında istikrar olmayan bir kulüpte başarı gelmesi tabii ki çok zor.
Buradan ben Galarasaray!a, muhteşem taraftarı Ultraslan’a ve eski golcümüz Kral Burak Yılmaz’a teşekkürlerimizi yolluyorum.
Hakkımız olan ama alamadığımız 2010-2011 lig şampiyonluk kupamızı bir kez daha gündeme getirdikleri için. Ben hep Burak Yılmaz’ın takımda kalması gerektiğini yazdım. Ama ona denildi ki beş milyon euroyu getirirsen bonservisin senindir. O da Galatasaray’a gitti. Ne yapsa idi yani? İllaki Moskovaya mı gitse idi? Bir yıldır Burak’a ağır eleştiride bulunanlar acaba Burak Galatasaray ile kazandığı şampiyonluk kupasını “Bunu 2011’de ki Trabzonspor’da iken kaldıramadığım kupanın yerine de kaldırıyorum” demesinden utandılar mı acaba?
Sayın Sadri Şener ne düşünüyor acaba? Trabzonspor’un çilekeş taraftarına bir nebze olsun ferahlık verdiğine inanıyorum.
Ben bu satırları yazarken iki gün sonra (22 Mayıs Çarşamba günü) Trabzonsporumuzun kupa finali var. Ben o maçı bekleyemeden yazıyorum makalemi. Zira dergimizin bugün baskıya yetişmesi gerekiyormuş. Medyadan öğrendiğime göre Türkiye Futbol Federasyonu’na en az 10.000 taraftarlık bir protesto gösterisi yapılacakmış. Ben de nasip olursa gelecek yazı da bunları değerlendireceğim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın