7 yılı doldurmak üzere olan dergimizin yaklaşık 100 başyazımıza muhtelif zamanlarda siyasi yazılarımda konu oldu. Mümkün olduğu kadar kaçmaya çalıştım siyasetten. 2007 yılının 27 Nisan’ında verilen e-muhtıranın ardından Cumhurbaşkanlığı ve öncesinde yapılan 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden hemen önce ve hemen seçim sonrası yazdığım yazılardan sonra yaklaşık 2,5 -3 yıldır siyasi konularda yazmamaya gayret gösteriyorum. İnşallah bundan sonra da mümkün olduğu kadar Elektrik Sektörünü alakadar eden konularda yazacağım. Benim ciddi bir okur kitlem (ki sayılarını 100.000 olarak tahmin ediyorum, yaklaşık 6000 – 8000 dataya gönderdiğimiz dergilerimizi ve başyazılarımızı her data da 15 kişinin okuduğunu düşünürsek yaklaşık 100 bini bulur). Hep Elektrik Sektörü – Teknik Elektrik ve onun Postası ya da şahsi fikirlerimle alakalı yazmamı istiyorlar. Gerçi gerek telefonla gerekse yüzyüze veya e-maille benden günlük siyasi konularda yazmamı veya görüşlerimi sordukları oluyor. Bende diğer tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi görüşümü beyan ediyorum.
Ancak ülkemiz öylesine sıcak siyasi gelişmelerin yaşandığı günlerden geçiyor ki konuşmamak, yazmamak mümkün değil! Biliyorsunuz ülkemizde konuşmanın dayanılmaz hafifliğini yaşatan 2 veya 3 konu vardır ki herkes bu konularda fikir – görüş beyan eder. Bu da herhalde en tabi vatandaşlık hakkı!!! Bunlar futbol – siyaset ve din. Bu üç konuda görüş beyan etmeyen insan nerede ise yoktur. Mesela bir bilgisayar arızasından konu açılsa hiç kimse görüş beyan etmez. Herkes ehline, ustasına, mühendisine sorun der. Marangozluk, nalbantlık, su tesisatçılığı veya doğalgaz konusu açılınca insanların fazla konuştuğunu göremezsiniz. Genelde işi ehline bırakırlar. Sözü kısa keserler. Ancak konu futbol – siyaset ve din ise o zaman durum farklıdır. Herkes teknik direktördür, herkes siyasetçidir. Bu konularda otoritedir. Tigana’nın dediği gibi sadece İnönü Stadında 40.000 teknik direktör vardır.
Her ne kadar denmişse de yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder diye. Yine de bu söz fazla fayda etmemiştir ve herkes bu üç konuda otorite olmuştur.
Halbuki herkes ihtisas sahibi olduğu konuda konuşsa, hem ortaya daha kaliteli fikir ve görüşler ortaya çıkar. Hem de yanlış fikir ve cereyanlardan korunulmuş olur. Yani ihtisaslaşma… Belli konularda uzmanlaşma…
Fakat siyaset öyle büyülü bir saha ki insanın hemen konuşma isteği, fikir beyan edesi geliyor. Başkalarının kısmen de olsa kendisine katılmayacağını bile bile konuşma, yazma, çizme isteği geliyor.
Mesela günün cari sözlerinden (her devirde olduğu gibi, çünkü ayet-i kerimedir.) Şer’den Hayır çıkması… Ben kendimle alakalı basit bir örnek verdim satır başlarında. Benim 17 yıllık toptancılık hayatım, 30 yıllık da perakendecilik – toptancılık tecrübelerim içerisinde belki beni çok üzecek anlar, yıllar olmuştur. Yıllarca kazanmış olduğum bir çok değeri kısa süreli ekonomik krizlerde kaybettiğim olmuştur. Çocukluğumdan beri hem perakende hem toptan anahtar – kablo ve sayaç sattım. Adeta bu üç malzemenin inşaatlarda, depolarda, mağazalarda içinde büyüdüm. Bu Mamülleri satarak para kazandım ve kazandığımı dönem dönem kaybettim. Ama hep bu sektörde idim. Burada kazandım veya kaybettim. Bu üç kalemi kablo, anahtar ve sayaç… Bu ürünleri gördükçe mutlaka bir şeyler hatırlar ve konuşacak kelimeler bulurum. Neden? Bu benim ihtisas saham olmuş. Hangi markalar çok satılıyor, hangi ürünler kaliteli, hangileri ithal veya farklı ürünler. Hep rahat konuşabildiğim konular. Ama siyaset… Çok farklı… Ben siyasetle de aslında çocukluğumdan beri ilgileniyorum. Ama bu derginin okurları benim ekseriyetle Teknik Elektrik, onun Postası ve içinde bulunduğu elektrik sektörü hakkında yazmam veya konuşmam isteniyor.
Aslında yazacak çok konu var. Siyaset çok renkli. Bakın gündemde ne olaylar var hepimizin ilgisini çekebilecek. Gerçi dergimizin diğer köşe yazarları; başta Reha Mirsad Kartal olmak üzere siyaset yazıyorlar. Benimde çok yazma hevesim geliyor.
Ama bu kadar felsefe yaptıktan sonra… Ben siyaset yazmayacağım:) Bakalım ne kadar dayanacağım. :)
(* Bu başlığı en son 2007 Genel Seçimlerinde de attığım için 2 yazdım)
Facebook Yorum
Yorum Yazın