Geçenlerde CHP Genel başkanı Özgür Özel’ i dinlerken aklıma bir atasözü geldi.
“Taç giyen baş akıllanır”
Gerçekten çok makul konuşmaya başlamış...
Kendisini tebrik ederim.
Belediyeleri kazanan partilerine düşen ilk vazifenin çöp temizlemek olduğunun ve bunun genel yönetimle ya da iktidar olmakla alakalı olmadığının farkında...
Tabii ki büyük zafer kazandılar.
Asla küçümsemiyorum...
1977 yılından beridir CHP ( Cumhuriyet Halk Partisi ) olarak girdikleri ( DSP ya da SHP değil ) ilk defa bir seçimden tam 46 yıl sonra zaferle ya da birincilikle çıktılar...
Bu yarım yüz yıla varan siyasi hayatımızda bir başarıdır...
Normal de beklenen şu idi;
Sayın Özgür Özel in hasbelkader geldiği genel başkanlık koltuğunda üstelik birçok genel başkana nazaran genç sayılabilecek ( Özgür bey 1974 doğumlu ve 50 yaşında zannederim) bir yaşta ve CHP gibi yüzde 25 oy stoğuna takılmış (sevgili Hakan Bayrakçı’nın kulakları çınlasın) bir siyasi partinin taze lideri olarak zafer sarhoşluğuna kapılıp hemen “erken seçim naraları” atacağı şeklinde idi...
Ama Özgür Bey hepimizi tabiri caiz ise terse yatırarak bu seçimi bir '' mahalli idareler seçimi '' olarak isimlendirmesi (ki doğrusu da budur - ben çöpleri kim temizleyecek seçimi diye abartarak ifade ediyorum) siyasi hayatımız da bir ilk oldu adeta...
Çünkü Sol geleneğin bırakın kazanmayı ( 1989 SHP- Sosyal Demokrat Halkçı Partinin mahalli seçimleri kazandığında yaptığı gibi ) bilhassa Kemal Kılıçdaroğlu’nun defalarca kaybettiği halde bile zafer naraları atmasını hatırlayınca şaşırmamız kaçınılmaz oldu...
Gerek iktidar partisi Ak Parti ve büyük ortağı Milliyetçi Hareket Partisi,
gerekse Cumhur ittifakını destekleyen medyanın tam da erken seçim istemenin yanlışlığını ve bu seçimin sadece çöp temizleyenlerinin ( benim tabirimle ) kim olacağının belirlendiği bir seçim olduğunu anlatmaya hazırlanırken bu izahatın iktidar yerine ana muhalefet lideri Özgür Özel den geldiğini gördüğümüzde şaşırmak çok normaldi...
İşte bu yüzden diyorum ki “taç giyen baş akıllanırmış” diye...
Bir de bunlar yetmezmiş gibi Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı sıfatı ve seçimin muzaffer komutanı olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talebi ve istişare etmek istediğini duyduğumuz da şaşkınlığımız daha da arttı...
Bu şaşkınlığımız yanlış anlaşılmasın asla üzüntü ile karışık değil; demokrasmiz, devlet geleneğimiz ve en mühimi istikbal ve istiklalimiz açısından sevinçle karışık bir şaşkınlık idi...
Şimdi bundan sonra ne olur?
CHP ve onun yeni genel başkanı aynı aklı başındalığı devam ettirir ve önünde kendilerinin de ifade edip iyi bildikleri gibi en az 4 yıllık bir süre olan 2028 Genel milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanırlar mı yoksa CHP’nin kodlarına dönüp seçim ve sokak çığırtkanlıklarına başlarlar mı?
İzleyip göreceğiz...
Sokak çığırtkanlıklarının ve yasalara aykırı bir şekilde iktidarı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı erken seçime zorlamalarının devletten ve milletten ten sert tepki göreceklerinin farkında olacakları günler mi geliyor yoksa yasalara uygun olarak vaktinde ki seçimlere kadar kazandıkları belediyelerde güzel icraatlar yaparak 2028’i kazanmalarını sağlayacak başarılar peşinde mi koşacaklar...
Evet, izleyelim görelim...
Facebook Yorum
Yorum Yazın