Sorun Çözmek

Sorunlar çoğunlukla neresinden tutup çözmeye başlayacağımızı bilemeyeceğimiz kadar karmaşık ve büyük görünürler. Çoğu kişinin sık sık düştüğü bir hata, sınırlı bir zaman bulunduğunu ve herhangi bir sorunu hızla çözmesi gerektiğini sanmaktır. Bu durumda da hata yapacaklarını  düşünür ve sonuç olarak hiçbir şey yapmamakta karar kılarlar. Ama unutulmamalıdır ki, panik insanları harekete geçmekten alı koymaya tek başına yetecek kadar önemli bir engeldir. Yapılması gereken tek şey, ayrıntılı biçimde ve sakince düşünmektir. Panikten kurtulduktan sonra, sistemli bir yaklaşımla kendinize şu sorunları sorun:

Sorun Nedir? Muhtemel Çözümler Neler Olabilir? En İyi Çözüm Hangisi Olabilir?

Bu sorulara cevap bulmamız halinde harekete geçmemiz mümkün olabileceği gibi, artık ’’NEREDEN BAŞLIYALIM?’’ sorusuna da gerek kalmayacaktır.

Olup bitenin kusursuz olarak ortaya çıkartılması ve muhtemel nedenlerinin tanımlanması, sizin gerçek sorununuzun belirlenmesini sağlayacaktır. Durum değerlendirmesi için kendinize zaman ayırırsanız, daha sonra sorunun çözümü için seçenekler üretirken zamandan tasarruf edersiniz. Yani, sorunun ne kadar acil olduğunu kavrayacak ve çözülmezse neler olabileceğini fark edeceksiniz. Sorunu kusursuzca ve doğru teşhis edip tanımlamasanız, uygun çözümü bulma şansınızın artması anlamına gelecektir.

İnsandaki içgüdüsel eğilim, sırf sorunu başından defedebilmek uğruna, doğru gibi görünen ilk çözüme baş vurmaktır. Ama yapılması gereken kendini tutmak ve ne kadar çekici gelirse gelsin, akla ilk çözümü uygulamaya kalkmamaktır. Genellikle her sorunun birden fazla çözümü vardır. Doğru olan, sorunun mantıklı çözümünde etkili olabilecek seçenekler aramaktır. Bunlar arasından  seçiminizi yaptığınızda, harekete geçerken en doğru kararı aldığınızdan emin olabilirsiniz.
   
Seçenek üretme süreci, üç kademeden oluşur.
 
Bilgi Toplama, Fikir Üretme ve Başkalarının Görüşlerini Alma

Bir karar vermek zorundaysanız, bundan kaçmayın. Hiç bir şey yapmazsanız, bir şeyler kendiliğinden gerçekleşecek ve ortaya çıkan sonuçlar da, sizin istediğiniz sonuçlar olmayacaktır. Bunların, sizin denetiminizden tamamen çıkması da çok muhtemeldir. Mantıklı ve sezgisel kararlar eşit değerdedirler. Sorun hakkında ne kadar çok bilgi edinirseniz edinin, karşınıza çıkacak tablonun bütünü kavrayıp kavrayamadığı konusunda şüpheleriniz her zaman olacaktır. Tereddüt ediyorsanız, sezgilerinize güvenin. Karar vermek başlı başına olumlu bir sonuçtur, bir kararı; herhangi bir şekilde vermiş olmak  bile, size büyük bir rahatlama sağlayacaktır.

Bir kararın çözüme dönüşebilmesi için harekete geçmek, kararı uygulamak gerekir. Harekete geçmek, sorunu çözme yolunda iyi adımlar attığımızı gösterir; bu durumda kendinize duyacağınız güven, sizi çözüm bekleyen yeni sorunlar bulunup bulunmadığını aramaya sevk edecektir.

Sorun çözmek, yöneticiliğin kaçınılmaz görevlerinden biridir. Çözülecek sorunlar ya da verilecek kararlar olmaksızın yöneticilik diye bir şey de olamaz. Karar verme ve sorun çözme faaliyeti sizi zihinsel olarak da dinç tutar ve yeni sorunlarla uğraşmaya hazır hale getirir. Kazanacağınız cesaret, harekete geçmeniz için size itici güç sağlar. Harekete geçmek insanı özgürleştirici bir faaliyettir; bir yerlere ulaştığınız duygusunu taşırsınız. Sorun çözme isteği, özgürleşmenin bir parçasını oluşturur.