Son Makro Ekonomik Gelişmeler Bize Neler Söylüyor?

13 Haziran 2012 tarihinde TÜİK tarafından açıklanan Sanayi ve ciro endeksleri  global resesyon korkularının daha da arttığı, devletlerin borçlanmalarını binbir zorlukla yerine getirdiği, Avrupa’da birçok devletin notunun hızla düşürüldüğü  mevcut dönemde Türkiye’de çarkların nasıl döndüğünü bize çok net gösteriyor.

İmalat sanayi ciro endeksi 2012 yılı Nisan ayında bir önceki dönem Nisan ayına göre %12.5 artış göstermiştir.

Ana sanayi gruplarına baktığımızda ise aşağıdaki tablo karşımıza çıkmaktadır.


Tabloya göre ara malı ithalatı yıllık değişimi %11.5 artış yönündedir. Bu durum sanayi girdisinde artış olduğu anlamına gelir ki, bu durumda bir önceki yıla göre cirolardaki artış bizim büyüme konusunda daha olumlu olmamıza neden olmaktadır. Dayanıklı tüketimdeki %27.6 seviyesindeki artış ise sektördeki canlılığı göstermektedir.

Burada kritik nokta ciroların fiyat artışlarıyla şişmemiş olmasıdır. Eğer öyle olsaydı enflasyon da yüksek olurdu.


Yukarıdaki grafik de bize genel olarak 2012 ciro endeksinin 2011 aynı dönemine göre genel olarak daha yüksek seyrettiğini göstermektedir. Bu yüksek oranlı fark, Türkiye büyümesinin beklenen 4 gibi rakamlardan çok daha yüksek olabileceğini bize göstermektedir.

İmalat sanayi alt sektörlerine baktığımızda en yüksek artış oranının %83,7 ile Makine ve Ekipman kurulum ve onarımında gerçekleştiğini, ardından %68,8 ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürün ciro artışlarının geldiğini görmekteyiz.

Sipariş endekslerine baktığımızda; Aynı dönemde sanayi sipariş endeksinde %13.6 artış olduğunu görüyoruz. Bu durum devam edecek anlamına geliyor. Çünkü siparişler bir sonraki dönemin cirosuna da yansımaktadır. Sanırım düşük büyüme bekleyenler yanılacak.


Yukarıdaki tabloda da görüleceği gibi, ara malı siparişleri Nisan 2011-2012 döneminde %12 artarken, dayanıklı tüketimde bu  artış %32.8  artış göstermiştir. Yine bilgisayar ve optik ürünler siparişi %65,1 ile başı çekerken, bunu temel eczacılık ürün ve malzeme siparişleri %63,9 ile takip etmektedir.


Bu verilerle Türkiye’de büyümeye devam edildiğini, global sıkıntılara rağmen alternatif pazarlar ve düşük fiyatla satabilme kabiliyeti sayesinde başka ülkelerin Pazar payını kaparak global ticaretteki payını hızla artırmaya devam ettirdiğini söylemek pek de yanlış olmayacak.

Bu durumda bizlere düşen en önemli sorumluluk; Yurt dışındaki olağanüstü durumu da dikkate alarak özellikle İtalya, İngiltere, Yunanistan  ve Fransa’ya  cari satış yapmamaya özen göstermektir. Satışları mümkün olduğunca banka garantisi (akreditif) alarak gerçekleştirmek gerekiyor. Bugün için çok güçlü ve durumu iyi gibi görünen şirketler bir anda nakit sıkıntısına düşebilir. Çünkü Yunanistan’ın sorununu çözememesi durumunda Avro taahhütlerini yerine getirememesi Avro nakit akışlarında sıkıntı yaratacak ve bazı firmalar ödemelerini yapamama sıkıntısıyla karşılaşabileceklerdir.
 
Türkiye’nin riski azalmaya devam ederken AB ülkeleri’nin riski artmaya devam ediyor. Saygılarımla,