Geçtiğimiz ramazan ayı hepimizin malümü bir nevi yardım, sosyal dayanışma ayı idi.Hatta ramazan bayramına da orijinal adı ile Ramazan-ı Fıtır denilirdi. Yani bayram girilmeden ödenmesi, yapılması gereken fıtır ibadetini anlatacak bir adla
Ramazan-ı Fıtır denilirdi. Bu yüksek ahlaklı ve fedakar halkımız da manevi dünyasından yapılan bu manevi çağrıya her zaman cevap vermiştir. Her zaman icabet etmiştir. Hatırlıyorum yine Somali’de 1985 yılında da gerçekleşen çok büyük kıtlık ve açlıkta yine bu millet yapılan çağrıya icabet edip dağarcığında, heybesinde olanı kardeş Somali halkına aktarmıştı. Bu seferde öyle oldu. Fedakar milletimiz nesi var, nesi yoksa heybesinde topladığı, bazen sofrasında eksiltti ama Somali deki kardeşlerini unutmadı. Bu satırları yazarken Türkiye halkının çeşitli yardım kuruluşlarında topladığı para miktarı 450.000.000 TL’yi geçmişti.Sanırım bu para en az 500.000.000 TL’yi (eski para ile yarım katrilyonu) geçecek.
Bu halkımızın ne kadar yardımsever ve fedakar olduğunun göstergesidir. Bu paralar BM yardım konseyinin tüm dünya olarak toplattığı paraya eşittir veya fazladır.
Buradan şuna gelmek istiyorum; Bir defa dünyamızın çeşitli bölgelerinde her zaman yardıma muhtaç insanlar veya ülkeler vardır. Bu ihtiyaç sahiplerine yardım etmek isteyen ve yapılan her davete icabet eden insanlarda, halklarda mevcuttur. Pekala o zaman problemi nerede yaşıyoruz? Neden insanlığın bir kısmı da olsa açlık perişanlık çekiyor? Neden bu kadar yardımsever – hayırsever halklar varken neden bu yardımlar bu ihtiyaç sahiplerine ulaşmıyordu? Ya da bundan sonrada ulaşmakta zorlanacak? Bu soruları uzatmak mümkün. Ama verilecek bence tek cevap var, oda organizasyonsuzluk… Yani bu yardımları; maddi – manevi imkanları, ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gereken aracı kurumların yeterli olmayışı. Her zaman bu tip kurum ve kuruluşlar olsa da ihtiyaç sahiplerinin çokluğu ve ulaşmadaki zorluklar sebebi ile bu hayır sahiplerinin ilgileri bu muhtaçlara ulaşmamakta ve sıkıntı çekmektedirler.
Bir de bu kurum ve kuruluşlarla alakalı spekülasyonlar ve yardımların ulaşıp ulaşmadığı ile ilgili şüphelerde yardımseverlerin zoruna gitmektedir. Bu durum büyük bir şüpheye ve kaosa sebebiyet vermektedir zihinlerimizde. Önceki Somali kirizinde de toplanan paraların Ziraat Bankası’nda faizde bekletilip geç ulaştırılması halkımızı üzmüştü. Ancak şimdi öyle değil; Sayın Başbakanımızın ve bakanların; bunların denetiminde de başta Kızılay ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hesaplarında toplanmaktadır. Sayın Başbakanımız bu konuda çok hassastır. Önceki yılda Pakistan’da olan sel sebebiyle felaketzedelere benimde şahit olduğum onlarca toplantıda bizzat yardım toplatıp bunlarında ihtiyaç sahibi yerlere ulaşmasına nezaret etmiştir.
Bu yardımlarla veya yardım kuruluşları ile ilgili şüphesi veya elinde belgesi olanların en yakın adli makamlara bildirmeleri gerekmektedir. Dedikodu yaparak, şayia çıkartarak bu yardımlara engel olmaya kalkmak bu insanlığa yapılacak en büyük ihanettir.
Fakir fukara halklarının boğazından geçecek rızkını engelleyecek bu tip spekülasyonlardan kaçınmamız gerekir. Suçun şahsiliği esas alınıp yardımların devamlılığı korunmalıdır. Duman olmayan yerden ateş çıkmaz deyip su-i zanlarla hayırlı girişimleri engellememek gerekir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın