Beşiktaş’ta önce genel duruma bakmak lazım. Çünkü oyuncuların güncel ya da yakın dönem formları ile genel optimum formları arasında derin farklar var. Hemen herkes bir dönem olduğunun ya da potansiyel olarak olmalarını beklediğimiz seviyenin çok altında. Yani derin bir performans maksimizasyonu çalışmasına girmek şart. Bunun için de olmazsa olmaz, finansal rahatlık. Çünkü bu olmadan kafa rahatlığıyla çalışmak kolay değil. Bununla birlikte bireysel ve takım hedeflerini eşlemek lazım. Bu eksik. Kulübün hali hazırdaki tek süper starı Sergen Yalçın’ın, özellikle kadroyu yetersiz buluyor izlenimini güçlü bir şekilde vermesi önemli. Bu, gelişmesi gereken oyuncular ve onları desteklemesi gereken camia açısından moral bozucu bir durum.
Savunma biçiminiz, hücum biçiminizi belirler yani Necip’i sağ bek oynatmak hem Beşiktaş’a hem de Necip’e zarardan başka bir şey vermez. Orada en azından oynamışlığı olan Dorukhan varken neden sağ bekte denenmez, anlamak çok güç! Bir zahmet Welinton orijinal bir sağ bekle oynamadığını farkına varıp ona göre ofsayt tuzağı riskine girmek yerine forvet oyuncusunu demarke edip yada hava toplarına çıkmalı.
Kötü oynamak neyse de kötü mücadele edenler yatın kalkın statta taraftar olmadığına şükredin!
“Doğru oyun” ile “büyük oyun” arasındaki en büyük fark budur: “Büyük oyun” kurabilmek için geride Marcelo, Adriano gibi büyük oyuncuların olması gerekir! Beşiktaş’ın mevcut kadrosunda adı büyük performansı küçücük oyuncular var, bu büyük sorun! Bir de en yüksek form grafiğine ulaşsalar bile asla Beşiktaş 11’inin ideal futbolcuları olamayacak oyuncular var.
Sanıldığı kadar zor değil
Tüm bu yapı için Beşiktaş esasen ideal takımlardan. Şimdilerde unutuldu ama bir zamanlar tribünün olmazsa olmazı olan ‘’HALKIN TAKIMI’’ pankartının ruhu tam da buydu. Kendi olanaklarına güvenip onu bilgiyle ve taraftar kolektifiyle yükseltmeyi hedefleyen plan hem oyunun hem finansal çözümlerin çıkış kapısıdır. İş, Beşiktaş kitlesini bu planlamaya ikna ve dâhil etmektir. Bu da sanıldığı kadar zor değil.
Dorukhan’a parantez
Şenol Güneş, Beşiktaş’ın antrenörüyken kulübün yaşamaya başladığı ekonomik kriz, başarısızlığın en büyük sebebiydi. Bu yüzden Ahmet Nur Çebi’nin, ‘Keşke Şenol Güneş kalsaydı’ sözü kabul edilebilir bir söz. Diğer taraftan Dorukhan’ın sözleşmesi bitecekken, ‘Beşiktaş’ta oynamak istiyorsa oynar’ söylemi de bir o kadar kabul edilemez.
Profesyonel oyuncular, özellikle Dorukhan gibi genç ve umut vaad ediyorsa gelecekleri için mukavelelerinde doğru şartları ararlar. O yüzden Dorukhan için önce iyi şartları oluşturabilir miyiz diye düşünmek lazım.
Beşiktaş, son dönemde iyi oyuncularını kolay kaybedip kolay iyi oyuncu bulamayan bir profildeyken Dorukhan gibi oyuncularını kolay kaybetmemeli.
MEVKİ: KALE
‘Her zaman motive’
Ersin Destanoğlu, kalecilik bilgisi yaşına göre yüksek bir oyuncu. Belli ki öğrenmeyi biliyor. Atletik özellikleri ve çevikliği belki Altay ya da Uğurcan seviyesinde olmayabilir ama zihnen açık. Bu, onu uzun dönemde yaşıtlarının önüne geçirebilir. Öğrenmeyi bilmek, açıklarını diğerlerinden önce kapatmak, orada uzun süre kalabilecek mental seviyeyi göstermek çok değerli.
Kısa mesaj
Hiçbir Beşiktaş taraftarının “şok terapi” gibi bir radikal kadro operasyonuna “hayır” diyeceğini zannetmiyorum. Yeter ki yönetim ve teknik heyet kararlı olsun yoksa geçen sezonki olağanüstü kongre süreci tekrarlanabilir!
Milli maç arası, fikstürde bay haftası derken Beşiktaş tam 21 gün sonra ilk lig maçına çıkacak. Üç hafta, son üç maçtaki kötü tabloyu tersine çevirmek için yeterli süre. Denizli, Malatya, Gaziantep fikstüründe bambaşka bir Beşiktaş sahada olmalı!
Facebook Yorum
Yorum Yazın