Kendisiyle sürekli tartışmamız üzere ilerleyen bir diyaloğumuz gelişti. Bu vesileyle de ailesini de tanıdım.
17 yaşlarında bir kızı vardı ve babasının zengin olmasından kaynaklı olsa gerek oldukça şımarık bir genç kızdı. Birde kızın iyi eğitilmiş ve buruşuk yüzlü sevimsiz bir “sisi” köpeği vardı.
Bu gün bana bu aileyi ve köpeklerini hatırlamama sebep olan şey ise müthiş bir benzerlik. Çünkü Bugün Mısır’da darbe yapan cuntanın başındaki generalin de adı “Sisi”.
Tabi tek benzerlik isimleri değil. Çünkü ikisi de sevimsiz, ikisi de çirkin ve ikisi de sahiplerine son derece sadakat ile bağlı. Hatta sahipleri bile aynı tornadan çıkmış gibi. Biri İsrail devletine aşık bir Yahudi, diğeri ise İsrail devletinin ta kendisi.
Bir insan için yazdıklarım belki hakaret içerikli olabilir diye düşünenlere peşinen cevap vereyim ki, binlerce insanı katlederken yüzünde en küçük bir tereddüt bulundurmayan bir katil için ifade ettiklerim hafif bile kalmıştır.
İsrail devletinin alenen ilan ederek, Müslüman Kardeşler oluşumunun iktidar olmasına engel olmak için her yola başvuracaklarını söylemelerine rağmen, yapılan darbeyi demokrasi müdahalesi gibi göstermeye çalışmak ancak ahmaklıkla açıklanabilir.
Asıl sahibi İsrail devleti olan ve Mısır Ordusunun başında bulunan katil Sisi’nin boynundaki tasmanın iplerinin kimin elinde olduğu açıkça görülmektedir. Birde bu oluşumun Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttuğu kişinin de Müslüman olmadığına bakarsak resmi daha net ve iyi anlamış oluruz.
Bu olanların hepsine bir açıklama yapılır yapılmasına da şu Nobel Barış ödüllü Baradey’in de gidip aynı cunta gurubunda Cumhurbaşkanı yardımcısı olmasına bir anlam veremiyorum. Ama sanırım seçimler de %1,5 oy alarak boyunun ölçüsünü alan birinin Devlet yönetimine ortak olmasının başka da yolu yoktu. Yani çanak yalama işi kendilerine idareciliğin yolunu açacaktı ve yanılmadılar.
Bir Musa daha gelir mi hesap sorar mı bilmem ama Mısır halkı elbet bu kaniş neslini bir yerlere yollar. Vesselam…
Facebook Yorum
Yorum Yazın