Evet, son 3 aydır neredeyse gece gündüz gündemimizi işgal eden İstanbul seçimleri nihayet buldu. İlki çok tartışmalı ve kıran kırana geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin tekrarını, CHP - İP koalisyonu ve HDP’nin desteklediği Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu kazandı.
Çeşitli ortamlarda sosyal medya da hepimiz çok şiddetli münazaralarda kavgalarda bulunmuş, seçim sebebi ile birbirimize çok ağır ifadeler kullanmış olabiliriz. Bunların hepsi geride kaldı. İstanbul halkının yani Milletin İradesi sandıkta çok sarih, çok net tecelli etmiştir. Seçim sonuçlarına veya Milli İradeye eleştiri de getirmek tabii ki mümkün. Aşağılamadan on yıllardır CHP’lilerin yaptığı gibi milleti hakir görmeden seçim sonuçları da eleştirilebilir. Ama hepimiz sandıktan çıkan neticeye yani Milli İradeye saygı duymak zorundayız.
İlk seçimlerin yani 31 Martın şaibeli ve bol itiraz bol sayımlı olması ve maalesef sebebini anlayamadığımız ve çok da dürüst bulmadığımız ‘’ oyların tekrar sayılmasına ‘’ izin verilmediği için tekrar edilmesi şart olmuştu.. YSK da bu kadar usulsüzlüğün kanunsuzluğun olduğu 31 Mart seçimini 23 Haziran da tekrar etti..
31 Mart’ta reyleri yaklaşık eşit çıkan iki adayın 23 Haziran’daki tekrar karşılaşmasında, İstanbul seçmeni çok net bir mesajla Ekrem İmamoğlu’nu başkan ilan etti. Hiç bir şek ve şüpheye yer yoktur. İstanbul halkı Ekrem İmamoğlu nu İstanbul un başına getirmiştir.. Bundan sonra yapılacak olan Ekrem beyin doğru işlerine hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Meclisinin ( ki kahır ekseriyeti Ak Parti ve Cumhur İttifakı nın elindedir ) hem de tüm resmi ve sivil müesseselerin destek vermesi, yanlış yapacağı icraatlara da mani olunmasıdır!
Ben her zaman, İstanbul’un Cumhuriyet Halk Partisinin geleneksel politikalarına teslim edilmesinin en az deprem kadar ‘’ Milli Bir Felaket ‘’ olduğu inancını halen koruyorum. Doğup büyüdüğüm ve 52 senedir yaşadığım şehir olan İstanbul son 25 sene Sayın Recep Tayyip Erdoğan patentli icraatlarla yönetildi..
Diğer büyük şehirlerimizle kıyaslandığı zaman fevkalade hizmetler aldı.
Hataları yokmuydu? Tabii ki vardı. Ama bu İstanbul un açık ara bir hizmet alma şampiyonluğunu tabii ki gölgeleyemezdi. Artık seçimler geride kaldı.. Sebep ve Saikleri ne olursa olsun milletimizin tercihi sandıktan bu şekilde çıktı.
Benim ve birçoklarımızın tabiri ile ‘’ Milli Bir Felaket ‘’ olan CHP zihniyetine mensup birinin İstanbul’a Başkan olmasını bir kenara koyarak İstanbul’u daha güzel ve yaşanabilir olması için yeni yönetimin doğru icraatlarına destek olmalıyız.
Biz başka zihniyet mensupları gibi, milletimizin yaptığı tercihlere hakaret edemeyiz. Eleştirir ama sonuçlara saygı duyarız.
Zaten CHP ve zihniyetinin tek başına seçim sonuçlarına göre 70 yıldır iktidara gelememesinin sebeplerinden biri de milletimize bu üstten ve kibirli bakışı idi..
Önümüzde seçimsiz tam 4 yıl var. Artık Ekonomi başta olmak üzere, Milli Müdafaa Sanayi ve diğer ülke sorunlarının ihtiyaçlarına odaklanmak şart. Türkiye, nasıl daha fazla kalkınır? Problemler nasıl daha aza iner? Artık bunlara kafa yormalıyız. Unutmamalıyız ki aslolan devletimizin milletimizin çok daha müreffeh güçlü bir şekilde hayatiyetinin devamıdır.
Doğu Akdeniz ve Basra Körfezi her an ısınabilir. Daha doğrusu sıcak çatışma ortamlarına hazır olmamız lazım. İstanbul seçimlerini geride bırakıp tüm bunları değerlendirmeli ve ülkemizin yönetimine destek vermeliyiz.
Ne demişlerdi?
Zor zamanlar, güçlü adamları doğurur.
Güçlü adamlar, rahat zamanlar yaşatır.
Rahat zamanlar, zayıf adamlar üretir.
Zayıf adamlar, zor zamanları getirir...
Biz millet olarak hep kendimizi zor zamanlara hazırlamalıyız…
Facebook Yorum
Yorum Yazın