Şehitlik ve Şehadet! Öncelikle iki Arapça kelime. Birbirinden türemiş iki kelime. Aslında sadece Arapça olduğuna değil ilaveten dini kavramlar olduğuna da vurgu yapmamız gerekir.
Zira şehitlik veya şehadet Kuran’ı Kerim’in üstünde durduğu ve kutsallığına vurgu yaptığı kelimelerdir. Yine kaynağı Kur’an ve Arapça bir kelime olan şehitlerin aslında ölü olmadıklarını, bizatihi Cenab-ı Hakk’ın katında diri oldukları ve rızıklandırılmakta olduklarını yine Kur’an-ı Kerim beyan eder. •(Ali İmran 169)
Bin yıldır Anadolu da çok ciddi bir medeniyet kurmuş olan necip milletimizde bu medeniyetleri inşa ederken sayısız adette şehit vermiştir. Yine Anadolu da kurduğumuz bu son medeniyet öncesi de verdiğimiz İstiklal Harbinde binlerce şehit vermişizdir.
Günümüzde de kendilerince acımasız bir katliam metodunu seçen bölücü terör örgütü tarafından vatan savunması esnasında şehit verilmektedir. Kimin şehit olduğu kimin şehit olmadığı konusunu Cenab-ı Hakk’ın takdirine bırakarak biz sadece vatan müdafaası esnasında kaybettiğimiz tüm bu evlatlarımızı rahmetle anıyoruz. Acılı ailelerine de sabırlar niyaz ediyoruz.
Fakat bu şehit cenazelerinden ciddi olarak nemalanan kesimler olduğuna da maalesef millet olarak inanmaktayız. Diyeceksiniz ki şehit cenazelerine kim sevinir? Ben sözü uzatmadan ve de isim vermeden tarif edeceğim, arif olanlar anlayacaktırlar.
Şehit cenazeleri geldikçe; o şehitlerin cenaze törenlerinde slogan atıp siyasi çıkar uman kesimler şehit cenazelerine sevinenlerdir.
Zira bu kesimler kandan ve acıdan beslenmektedir. Ne kadar şehit cenazesi doğudan batıya gelirse bu kesim ve siyasiler kendilerinin güçleneceğine inanmaktadırlar. Gerçektende bu siyasi uzantıları bölücü terör örgütünün eylemlerini başlattığı 1984’den önceki siyasi oranlarına baktığımızda ne kadar düşük, örgüt eylemlerinin artmasından sonra ise oy oranlarını ikiye, üçe hatta bazen dörde katlandığını rakamlardan müşahede edebilirsiniz.
Pekiyi başka kim sevinir bu şehit cenazelerine? Malum zihniyet sevinecektir. Malum zihniyette kimdir derseniz? Bölücü terör örgütünün ortaya çıkmasına sebebiyet veren ırkçı – kurucu zihniyettir. Bu ırkçı – kurucu zihniyet Lozan’a yolladığı delegelere biz Türkler ve Kürtler olarak İstiklal Harbini verdik dedirttikten sonra aynı kişi ve kişilere “ülkemizde Türkden başka ırk unsuru, ırk mensubu yoktur dedirten dikta zihniyetidir.” Bu zihniyet Türkden başka bir ırka –millete mensup olanların ancak köle olarak ülkemizde yaşayabileceğini söylemiştir.
(Adalet Bakanı Mahmut Esad Bozkurt)
Özellikle isim ve kurum zikretmiyorum. Gereksiz polemiklere izin vermemek için. Ama yukarıda da belirttiğim gibi arif olanlar anlayacaklardır.
Pekiyi başka kimler sevinir şehit cenazelerine… İşte bir can alıcı soru daha. Şehit cenazelerine sevinen bir grupta; bu şehitlerin yaşam haklarının yitirilmesine sebep olan bölücü terörün siyasi uzantılarıdır. Bakmayın bunların “çok üzüldük” demelerine. Çok üzülenler kendilerini üzenleri kınayabilmelidirler. Aksine bunlar sevinmektedirler. Aksi halde elleri kanlı katilleri kınarlardı. Hatta bunlar gelen şehit cenazelerine bakıp dünyaya göz kırpmaktadırlar. “Bakın bizimle uzlaşmazsanız bizim silahlı kanadımız neler yapmaya muktedir. Daha çok can yanar” demek istemektedirler.
Pekiyi bu şehit cenazelerine üzülen yok mu? Tabii ki var! Birincisi bu necip milletimiz. İkincisi ise bu katliamlar için en çok suçlanan ve bu sevinç naraları atanların en çok saldırdığı geniş kesim ile onun siyasi gücü. Ama bu çoğunluk elbet bu sevinenlerin kursağında bırakacak bu sevinçlerini…
Facebook Yorum
Yorum Yazın