Savaşın Yüzü

Mavi gözlerine ilk defa bakıyorum simsiyah gözlüklerimin ardından. Oysa kaç gündür yanlarından geçerken kalabalık arasında sarı saçlarını farkedip öfkeyle gözlerimi kaçırmıştım. Belki bakmazdım bugünde eğer kucağına alan onu düşürmese yerde yatmış ağlarken akan gözyaşları masmavi gözlerinde mücevher  gibi parlamasa.
 
Her zaman  parkta oynayan bir kaç çocuk, mangal yapan bir kaç aile ve  sahilde koşan bir kaç kişi olan Haliç, bir gecede bir kaç kişi yerine bir çok kişi olmuş birden. Sağım solum insan dolu ve kızıyorum onlara. Neden buraları işgal edip heryeri kaplamışlar diyorum.
 
Huzurla kulaklığımı takıp yürüyüşümü yaptığım yerleri darlattıklarını düşünüyorum. Bu nasıl olsa geçer düşüncesiyle asla yüzlerine bakmadan dönerken yarına olmazlar diye kendimi kandırıyorum kendimce. Ertesi akşam çoklara daha çokları katılıyor artık kafile şeklinde oturuyorlar. Simsiyah örtülerinin içinde kadınlar bir yanda erkekler açık hava kahvesi kurmuş kimisinde tesbih, hem sallıyor hep sohpet ediyorlar. Başlarında dikilmiş olan kara oğlan küçük radyosu elinde arap müzikleriyle sohpete fon yapıyor dersin.
 
Diğer taraf olmuş Galata Köprüsü’nün üstü, gençlerin elinde olta balık tutma derdindeler. Bugüne kadar Haliç kıyısı olta görmemişken yeni konuklar yeni başlangıçlar yapıyor burada. Bisiklet bulmuş bir çoğu pek artist geziniyorlar bisikletlerinde.Genç kızlar fazla renkli hayallerini devam ettiriyorlar yeşil çimler üzerinde.
 
Beş gün siyah gözlük altından hep gözlerimi kaçırarak bakıyorum olanlara. Baktığımı anlasınlar istemiyorum anlarlarsa onları burada istemediğimi de anlarlar biliyorum. Kızgınım ya elinde telefon hava almaya çıkmış polise ''siz burda görev yapmıyormusunuz bunlara nasıl izin veriyorsunuz ''diye şikayette bulunuyorum. Polis orada görevli değil ve karışmıyor birşeye hatta sevecen bakıyor onlara benim kadar katı değil. Ben aşka gelmiş şikayet üstüne şikayette bulunup ''yok yatak yorganları sabah ipler yapmış onlara asıyorlar, yok her yere çekirdek atıyorlar, yok geçme alanımı darlatıyorlar derken farkediyorum bize bakan uzun yüzlü sevimli sekiz yaşlarındaki cılız oğlanı. Arkamda durmuş dinliyor öylece ürkek olduğu her halinden belli sanki kötü bişey olacak diye bekliyor neden bilmem yüzü yüzümü yumuşatıyor gülümsüyorum o da gözleri yerde gülüyor bana. Böylece başlıyor bizim sessiz bakışmalarımız.
 
Park herhalde park olalı görmüyor bu kadar oynayanı. Hepsi yer kapma sırayla herşeye binme derdinde. Öyle çocuklar dolaşıyordu yerde ayaklarının altında başın dönüyor bakarken. Nerdeyse hepsi kirli pasaklı ve sümükleri akmakta. Ama birşey var hepsi birbirini kollamakta.
 
Böyle bir kalabalıkta sarı saçlarını farkettiğim küçük kızı işte yine böyle kalabalıkta yerde ağlarken görünce ilk defa yaklaşıp siyah gözlüklerimi çıkararak baktım gözlerine. Gözleri herşeyden habersiz sadece düştüğü için ağlarken ışık saçar gibiydi. Benim günlerdir içimi kapkara tutarak baktığım bu insanlara bakışımı değiştirecek kadar aydınlıktı gözleri içimi aydınlatan. Yaşı iki yada üç onu taşıyan ondan bir iki yaş büyük. Herkes abla burda herkes sahiplenmiş birbirini. Düşürdüğü kardeşini ağlarken tutup kaldırıyor yerinden, yeniden son gücünle kucağına alıp susturma çabasında.

O mavi gözler kalıyor gözlerimde her tur yürüyüşümde artık gözlerim üzerinde yüzüm bakışım yumuşak hepsine.
 
Eve dönüş yolunda çıplak gözle bakıyorum hepsine, kadınlar akşam yemeği hazırlığında erkekler kır kahvesinde yine savaş yorumları yapmakta, gençler kadroyu genişletmiş arap müzikleri eşliğinde balık tutmaya devam oltalarını hep umutla fırlatarak, genç kızlar çekirdek çitletiyor spor aletlerinin olduğu bölümde hayelleri  yanlarında ve çocuklar parkta coşkuyla mutlulukla şen şakrak sırasıyla sallanmakta neden buralara geldiklerini bilmeden.
 
Onlar SURİYE'li aileler, onlar savaşın çocukları, onlar ölmemek adına kaçıp Haliç kıyısında hayata tutunmaya çalışanlar.
 
Buzdolap başında biri; ne kadar şeker çikolata meyve kuruyemiş varsa hepsini poşete koymakta. Yarın bir kaç tane çocuğu sevindireceği için sevinçle huzurla uyuyacak. Belki sonrasında elbise dolapları ayıklanıp gelen soğuk havalar için giysiler seçilecek ve yer Haliç kıyısı ...