Önce tüm konuyla alakalı olarak şahsi fikrimi söyleyeyim ki, Seçimlerin aksatılmadan yapıldığı bir ülkede askeri darbe yapmak, en hafif tabiriyle Hainliktir.
Bu gün o savcının yanında olup şunları söylemek isterdim. “Ey darbeci general bu ülkede darbeye kalkışmak yada yapmak, sana güvenip ülkesinin güvenliğini emanet eden, silahını alan, üniformanı diken, lojmanını yapan, cebine paranı koyan halkına yapılan bir ihanettir. Sana güvenen, senin “düşmanla” savaşacağını sanıp sana karşı hiçbir tedbir almayan insanını, arkadan vurmaktır. İktidara gelebilmek için meydanlara çıkıp halkından oy istemeye gücü yetmeyenlerin, iktidarı silahla çaldıkları sefil bir zorbalıktır darbe yapmak.”
Darbe yapanların, darbe tezgâhlayanların, “halkına ve ülkesine ihanetten” en ağır cezaya çarptırılmaları gerekir. Onlar kendi halkının hainidir çünkü. Biz millet olarak şimdilere kadar çok kötülük gördük, ama kötülük yapanları cezalandıramadık. “Devlet adamı” muamelesi gören bu kişiler, ülkeyi “darbe aşamasına” getirebilmek için 12 Eylül’de nasıl kanlı oyunları oynadılar herkes gördü. “Ajanlarını” harekete geçirip sokaklarda insanları öldürttüler. Aynı tabancadan çıkan mermi, sabah bir sağcıyı, akşam bir solcuyu vurdu. Halkı birbirine karşı kışkırttılar. Büyük kıyımlara yol açtılar. Katliamlar yaptırdılar. Maraş olayları, Çorum olayları, Bahçelievler katliamı, Sivas olayları, Başbağlar katliamı, Gazi Olayları aklıma ilk gelenler. Bu katliamlar yapılırken, Köşelerine gizlenip, Kim bilir nasıl bir yüz ifadesi ve memnuniyetle sokaklarda insanların ölmelerini seyrettiler. Katilleri saklayıp barındırdılar.
12 Eylül ihanetini düzenleyen cuntanın başındaki general olan Kenan Evren, hiç sıkılmadan ve pişkinlikle “darbe şartlarının olgunlaşmasını” beklediklerini açıklamıştı. Darbe nasıl olgunlaşmıştı peki? Bir hatırlayalım, darbe, insan kanıyla olgunlaştı. Ölümlerle, cinayetlerle olgunlaştı. Sabah bir “sağcıyı”, öğleden sonra bir “solcuyu” vuran aynı silahı, katillerin eline tutuşturanların planlarıyla olgunlaştı. Her zamanki rezilce tuzaklarla olgunlaştı. Defalarca aynı oyunları oynadılar. “Derin devlet” denen bataklık, bu sebeple kurulmadı mı?
Devlet çürütüldü, çeteleştirildi, hukuk yok edildi. Yaptıkları darbelerle doymadılar, hep daha fazla darbe yapmak istediler, çünkü TSK içinde bir grup kendisini devletin gerçek sahibi olarak görüyordu. Susurluklar, Ergenekonlar bunların yüzünden topluma yapışıp kanını kuruttu. Her suçu, cezalandırılmadan işlediler. Kendi halklarının yalan sebeplerle idam edilmesi, işkencelerden geçmesi onlar için önemsizdi. Dokunulmazlıklarıyla şımardılar. Medyadaki yandaşları onları alkışladı, “paşa kükredi” diye manşetler attı, halkın oyuyla işbaşına gelmiş sivilleri ve onları seçenleri aşağılayıp “hainleri” yücelttiler. Dört koldan sarılmış gibiydik. Öldürdüler, İşkencelerden geçirdiler, Darağaçlarına çektiler, Zindanlarda çürüttüler, karanlıklara gömdüler. Gencecik çocuklar idam sehpalarında can çekişerek ölürken, arsızca “asmayalım da besleyelim mi” dediler. Utanmadılar hiç, utandırılmadılar da.
Bu ülke, tarihinde ilk kez darbecileri yargılıyor şimdi, cinayetlerin, suikastların, kalleşçe hazırlıkların, katliam planlarının hesabını soruyor. Şimdi “Niye kendi halkına ihanet ettin” diye sorma zamanı. İntikam için değil, “darbeyi aklından geçiren” bütün rezillere örnek olmaları için yargılanmalılar, “darbe düşünenler” kurtulamayacaklarını görsünler diye yargılanmalılar, bir daha hiç kimse “darbeyi düşünemesin” diye yargılanmalılar. Darbeyi bu ülkenin kaderinden silmek için yargılanmalılar. İhanet ettikleri halkın “sen hainsin” diyen sesini duymaları ve bütün hainlerin bundan sonra “bu sesi” duyacaklarını anlamaları için yargılanmalılar. Aşağılanmaları sona erdirmemiz için yargılanmalılar. Nice kötülükler gördük. Diyarbakır cezaevinde, Mamak cezaevinde sırf Kürt yada sırf Ülkücü olduğu için binlerce insan, insanlık dışı muamele gördü, Şimdi Bir daha görmeyelim diye yargılanmalılar.
Ama mutlak suretle dava, sulandırılmadan kısa sürede sonuçlandırılmalı ve dallandırılıp budaklandırılmadan, hatta sembolik hale getirilerek sonuçlandırılmalıdır. Uzayıp giden davalarla halkın gözünde değersiz hale getirilmemelidir.
Ne olur İhanet bitsin artık bu ülkede. Bir daha kimse kendi halkına hainlik edemesin. Halkın efendi, ordunun güvence, generallerin sadık, devletin sağlam, hukukun adil olduğu halkların kardeş olduğu bir ülke kuralım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın