Salih Olan Bu Toprakları Alır

Değerli okurlarımız sizinde takip ettiğiniz üzere enerji  merkezli olmakla beraber bölge coğrafyası ile ilgili biraz Future (gelecek) dair yazılar yazıyorum. Kısa ve uzun vadede bunlar gerçekleşiyor veya eli kulağında olacak olaylar. Geçen ayki yazımızda Rokefeller ailesi  ve Rothschild ailesi üzerinden İngilizler ve Amerikalılar arasındaki savaşın gayesinin tek dünya devletini yönetmek olduğunu yazmıştık. Günümüzde cereyan eden olaylar bu yeni dünya düzeni kurulana kadar Yahudiler ve onlara bu konuda hizmet eden Evangeliklerin toplum mühendisliği ilmini de kullanarak “Armegedon=Kıyamet savaşı” na götürme operasyonudur.

Bundan sonra Dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bütün dengeler altüst olacak ve yeni bir dünya düzeni kurulacak. Amerikan araştırma kuruluşu Stratfor’un kurucusu George Friedman’dan bütün dünyanın gündemine bomba gibi düşen “Gelecek 100 Yıl” adlı kitabında 21. yüzyıl için öngörülerde bulunuyor: Bunlardan sizler için birkaçını sıralayacak olursak.

NATO etkisini kaybedecek. Avrupa’da Almanya-Fransa ittifakı çökecek. Hakimiyet Polonya’ya geçecek. Türkiye; Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanları hakimiyeti altına alarak dev bir ülke olacak.Başkent Ankara’dan İstanbul’a taşınacak.Karadeniz ve Akdeniz artık bir Türk gölü haline gelecek.Neo Osmanlı senaryosu gerçek olacak. Türkiye Osmanlı İmparatorluğu’nun en etkin döneminin hakimiyetini dünyaya geri getirecek. Friedman, Türkiye’nin Osmanlı’nın eski topraklarına yeniden hükmedeceğini belirtiyor. “Türkiye, Osmanlı’nın sahip olduğu topraklara yeniden hükmedecek. Elbette, Osmanlı’dan çok farklı bir formda yapılanma olacak. Türkiye, bölge ülkelerine valiler atayacak veya ‘Türkiye Birliği’ adında bir örgütlenmeye gidecek. Türkler her zaman zorlu bir coğrafyada yaşadı. Bu zorluklar Türkiye’yi yükselen bir güç olmaya zorluyor. Osmanlı İmparatorluğu da çevresindeki aynı zorluklar nedeniyle yükselişe geçmişti. Aynı şey yine geçerli. Aynı coğrafik zorlamalar nedeniyle Türkiye bölgesinde büyük güç olacak”. Bunlar uzayıp gidiyor. Buna benzer yorumları yeni çıkan 2050 kitabında İsrailli yazar Dr. David Passig yapıyor.

Anlayacağınız bizi bizden iyi tanıyorlar ve bize ara gazı vermeğe çalışıyorlar. Yaptıkları tamamıyla kendi şeriatlarına ve kabalist hesaplara uygun takvime göredir.Karşılarında ileride düşman olabilecek tüm hedefleri önceden ekarte etme atraksiyonu var ve bir takvim dahilinde. Bu Takvimin tek bir ana hedefi vardır. Arz-ı Mev’hud Siyonizmin ana hedefidir tarih boyunca yaşamlarını ve dinlerini devam ettirmelerin de iman esasıdır. Vadedilen toprakları resmedersek  Nil’den Fırat’a kadar olan topraklar diye ifade edilir. Başka bir tasvirde de Nil’den  bütün Türkiye’yi de içine alan topraklar diye zikredilir. Bu ifadeleri gördükçe  Osmanlıdan sonra yerine kurulan Türkiye Cumhuriyetini Yalçın Küçük’ün (zira kendisi de ibrani kökenlidir) rezerv bir yahudi devleti olarak telaffuz etmesi hiç şaşırtıcı gelmiyor. Cumhuriyetin kuruluş yıllarından önce bu topraklarda yaşayan ve Osmanlı toplumunun parçası Ermeni ve Rumların mubadele ile yerlerine gelen daha sonra  bu ülkenin siyasi ve ekonomik köşebaşlarını tutan azınlığın da aynı şeriatten beslenmesi bizi bu yoruma itiyor.

"Andolsun ki biz Tevrat'dan sonra Zebûr'da yazdık ki. "Arz'a (arz-ı Mev'ud 'a) benim salih kullarım varis olur."(el-Enbiyâ, 21/105). Hz. İbrahim  ve onun zürriyetine vaat edilen topraklar onların birer Salih kul olmaları şartı iledir. Allahu teala da bize apaçık bildiriyor. Salih olan bu toprakları alır