Reel Sektör Kapasite Kullanım Oranlarının Bize Verdiği Mesajlar

TCMB tarafından açıklanan kapasite kullanım oranları ile ilgili bülteni incelediğimizde tüm sektörleri ve sektörel bazda gelişmeleri görmemiz mümkün olabiliyor. Bu yazımızda son açıklanan verileri inceleyerek sizlere şirketinizin kapasitesini sektörle karşılaştırarak, sektöre göre ne durumda olduğunuzu karşılaştırma imkanı vermiş olacağız.

Yukarıdaki tabloya baktığımızda; Türkiye genelinde İmalat sanayinin kapasite kullanım değerleri  yıl başından bu yana genel olarak 74-75 arasında bulunmaktadır. Kısacası yatay seyirde gitmektedir.  Geçen seneyle kıyasladığımızda, az bir düşüklük de olsa seviyenin hemen hemen aynı  olduğunu gözlemliyoruz.
 
Piyasaların canlı ve herkesin keyfinin yerinde olduğu dönemlerde Türkiye reel sektörünün kapasite kullanım oranları 80 seviyesinin üzerinde gerçekleşmekteydi. 2007 yılı biraz olsa da bu durumu yansıtmaktadır. 2008 yılında hafif düşüş başlamış ve 2009 yılında dibi 58.7 kapasite kullanım oranıyla görmüştür. 2010 yılında toparlanma başlamış ve oranlar 73-75 bandına oturmuş, bazen aylık bazda 76 ve 77 oranları görünse de genel olarak bu band içerisindeki hareketini 2010 yılından beri sürdürmektedir.

Bu durum piyasalarda yavaşlama olduğunu göstermekte ise de yapılan kapasite artırımlarıyla beraber üretim hacminin artması eski %100 olan kapasitenin iki kat artması halinde aynı üretime rağmen %50 seviyesine düşeceği de unutulmamalıdır. Dolayısıyla kapasite kullanım oranlarını sektörel büyüme ile birlikte ele almak daha gerçekçi olacaktır. Çok büyüyen sektörlerde yeni artan kapasitenin bir anda dolması beklenmemelidir.
Biraz daha detaylara baktığımızda;  

Yukarıda her sektörün detaylı kapasite kullanım oranları ve zaman içerisindeki gelişimi yer almaktadır. Örneğin mobilya sektörünün kapasite kullanım oranları 2012 yılında geçen seneye göre daha düşüktür.  Son üç aylık dönemde 68-71 kapasite kullanımına karşılık, geçen sene aynı dönemde 72-75 bandında bir kapasite kullanım oranı görüyoruz. Oysa kağıt ve kağıt ürünleri üretimi ile ilgili sektöre baktığımızda, geçen seneye göre biraz daha yüksek kapasite kullanım oranı görmekteyiz. Bu durum geçtiğimiz dönemde sektörde ayıklanma olması nedeniyle mevcut firmalarda kapasitelerin yukarı gitmeye başladığını da teyit etmektedir.

Tekstil ve hazır giyim sektörüne baktığımızda da son üç ay karşılaştırmasında geçen seneye göre daha iyi bir kapasite kullanım oranları olduğunu görmekteyiz. Tekstil sektöründe geçen sene mayıs-temmuz döneminde 73-75 oranları civarında olan kapasite kullanım oranları 2012 yılının aynı döneminde %80 seviyelerine yaklaşmıştır.

Gıda sektörüne baktığımızda, kapasite kullanım oranları Türkiye ortalamasının altında ve 2011 yılı mayıs-Temmuz döneminde 69 seviyelerindedir. Böyle düşük kapasiteler sabit maliyetlerin olumsuz etkisiyle karlılığı ciddi şekilde negatif yönde etkilemektedir. 2012 yılının aynı döneminde kapasite kullanım oranı 71 seviyelerine çıkarak sektöre biraz nefes aldırsa da bu sektörde yatırım yaparken çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Sektördeki yatırım kararlarının verilebilmesi için kapasite kullanım oranları, kar marjları, büyüme hızı ve sektörün homojen olması çok önemli kriterlerdir. Bu nedenle yatırım fizibilitesi yaparken önce bu kriterler açısından incelenmeli sonra yatırım gelir ve gider bütçeleri oluşturulmalıdır.
Saygılarımla,