Pirus Zaferi Makyavelist Kadroları Tatmin Eder mi?

Tarihte Pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer plarak anlatılır. Kazanan tarafın başka bir zafer kazanamayacak kadar fazla yıprandığı imasını taşır. MÖ 280 ve MÖ 279 yıllarında Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus Roma'ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder.

Sonunda Pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. Savaşı kazanmıştır ama yanında koskoca ordudan arta kalan üç-beş çapulcudan fazlası kalmamıştır.

Pirus’un bu zaferin ardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. Pirus Zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. Bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara Pirus zaferi denir.

17 Aralık operasyonu ile başlayan ve bugünlerde artçıları devam eden devletin kritik odaklarına yerleşmiş Makyavelist (amaca ulaşmak için her türlü araca başvuran) kadroların kendilerini imha pahasına ortaya koyması bizleri gerçekten şapkamızı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor. Tabi bunlar zaman ayarlı ve ittifaksız olmuyor. Kim mi var? Kimler yok ki. Tanrıyı kıyamete zorlayıp Hz.İsa'nın yeryüzüne ineceğine inanan Evangeliklerle birlikte imanlarının özünü teşkil eden Hz.Süleyman mabedinin yeniden inşasıyla beraber Arz-ı Mevhud'u gerçekleştirmek için vargücüyle çabalayan Yahudiler. Onların ülkemizdeki destekçisi Sapkın Mehdici Grup. İşte bu grubun medyadaki silahşörlerinden ve alimlerinden gösterilen bir zatın yazdıklarını aktarayım size tüyleriniz diken diken olsun. Hadi canım diyeceğinizi tahmin ediyorum. Şahsın dayandığı kaynak Tevrat. Bu mesajda ''mene, leke, ufarsin'' kelimeleri tevratta anlatılan Süleymanın mabedini yıkan Babil kralı Nebukadnezar'ın oğlu Baltazar'ın başından geçen bir hikayede tasvir edilir.. Konu geçen Baltazar bir ziyafet sırasında gövdesi olmayan bir el duvara bu yazıyı yazar.

Mene= Sayılı günleriniz kaldı
Tekel= Terazide tartıldınız
Ufarsin= Krallığın Bölünecek

hikaye uzun tevratta devam eder. İşte kaynağını tevrattan almaktan zorlanmayan Makyavelist Mehdici Sapkın Gurup buralardan örnekler vererek Epistomolojik Faşizmle tehdit ediyor. Yani Epistomolojik Faşizmi izah edecek olursak herhangi bir hedefe kitlenmiş guruplar ve kişiler hasar görmeden durmazlar. Çünkü yaptığının doğru olmadığını pratik olarak zarar görmeden farkedemezler. Yolun bittiğini gördüğü anda ise “yaşanan tarihsel tecrübeyi buharlaştırma'' mekanizması işler ve hemen oracıkta söylemsel paradigma geliştirilir ki, anlık bir iştir. Bu durum ise epistomolojik faşizme işaret eder. Sahip oldukları bilginin mutlak hakikatı temsil ettiğine, doğrunun onlara özel olarak ilham edildiğine ve onlardan başka hiç bir kimsenin ''mutlak'' gerçeğin farkında olmadığına bu özelliğinde kendilerine bahşedildiğine inanırlar. Bu durum bütün muhataplarını aynı kategoride görmeyi ve herkesin onların hizmetkarı olması gerektiğine inandırdığını görürüz....

Yani kısaca özetlersek Mesiyanik darbe teşebbüsü bir kurtarıcı beklentisi ve inancına sahip bütün ortak paydaların topyekün saldırısıdır.. Allah hesap kurucuların en büyüğüdür. Biz buna inanıyoruz ve buradayız bekliyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

Hayırlı işler dileğiyle.