Patent davalarında -bilirkişi- boşluğu giderek büyüyor

Mesleki deneyim ve bilgi birikimine sahip olmayan bilirkişiler, Türk adalet sistemini yanıltırken, kurumları da milyonlarca liralık zarara uğratabiliyor

Marka ve patent alanında ‘bilirkişiliği’ düzenleyen sağlıklı bir yasal düzenleme bulunmadığına dikkati çeken Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Marka ve patent alanında ‘bilirkişi’ tabir edilen ihtilaf ya da teknik uzmanlık gerektiren konularda uzmanlığına başvurulacak kişilerle ilgili yasal boşluk büyüyor. Bu nedenle marka ve patent alanında açılan pek çok dava ya yıllar alıyor ya zaman aşımından düşüyor ya da yanlış yönlendirme sonucu haksız yere kurumları zarara uğratacak şekilde sonuçlanıyor” dedi.

Özellikle bilgi ve teknik uzman yorumu gerektiren konularda, konusuna hakim kişiler olarak kabul edilen, kısaca “Bilgisinden yararlanılan kişi” olarak tanımlanabilen bilirkişilerin hazırladıkları raporlara göre kurumlar ya da bireylerarası ihtilaflar sonuçlandırılıyor. Bu nedenle pek çok davanın doğru sonuçlanması için, bilirkişinin adından da anlaşılabileceği gibi derin bir bilgiye sahip olması gerekiyor. Bu nedenle mahkemeler tarafından tayin edilen bilirkişilerin raporunun doğruluğu büyük önem taşıyor. Patent hukuku, tekniğe bağlı olarak sürekli değişime uğrayan kendine özgü sistemi olan karmaşık ve deyim yerinde ise ağır bir hukuk alanı olarak göze çarpıyor.
 
Patent haklarının korunması ile ilgili davalarda bazen tayin edilen bilirkişilerin “Patent Vekili” dâhi olmadıklarına dikkat çeken Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Bir Patent davasında yorum yapacak, istemleri, başka bir ifadeyle kişinin neye patent aldığını ya da neye patent almadığını yorumlayacak, ihlâlin var olup olmadığını belirleyecek kişinin, patent konusunda bilgisi olmazsa hazırlayacağı rapor ne kadar gerçeği yansıtabilir veya bilirkişi raporu diye sunulabilir?” diye konuştu.

Patent davalarında bilirkişi seçimi ve bilirkişi raporunun önemine değinen Yamankaradeniz, “Patent kanunları ile ilgili açılan davaların genel seyri incelendiğinde hemen hemen her  dosyada bilirkişi raporuna itirazın gerçekleştiği görülecektir. Patent konusunda bilgisi olmayan, patent kavramlarından uzak olan, sadece kendi mesleki bilgilerine sahip olan bir uzman veya mühendisin tecavüzün tespitinde neler arayacağını bilmemesi, konuda uzman olduğu halde yanlış rapor düzenlemesine sebep olacaktır. Hukuk boyutunda yapılacak her hata sistemin sorgulanmasına sebep olacaktır” dedi.

Marka ve patent alanında bilirkişi tayin edilecek kişilerin denetim altına alınması için de bir yasaya ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Yamankaradeniz, “Marka ve patent alanında hazırlanan yasa taslağında, bir marka veya patent vekilinin müvekkili adına  işlem yapabilmesi için avukatlık mesleğine benzer şekilde belirli bir süre (1-2 yıl) staj yapması öngörmektedir. Aynı durumun patent davalarındaki bilirkişilik yapacak kişiler için de istenmesi yerinde olacaktır veya faal olarak patent vekilliği yapan kişiler bilirkişilik yapmalıdır. Bilirkişilik müessesesinin şu anda nasıl işlediğini bilirkişilik yapan bir kişiden dinlemeniz ülkemizin daha ne kadar çok yapacak işinin olduğunu gözler önüne serecektir” diye konuştu.