Başta Asya, Avrupa ve Amerika ülkelerini derken sonunda ülkemiz de musallat olan Koronavirüs belası tüm dünyada hayatı yoğun ve su gibi akan hayatı adeta durma noktasına getirdi.
Kolayca bulaşıp yayılması sebebiyle haklı olarak öncelikli şekilde futbol olmak üzere tüm ligler ertelendi. Artık takımlar kendi aralarında değil virüs salgını ile mücadele ediyor. Virüs salgınından etkilenen tüm sporcularımıza ve spor adamlarına acil şifalar diliyorum.
Sadece takımlar değil tabi millet olarak kendimizi bir anca bu mücadelenin ortasında bulduk. Çok şükür devlet büyüklerimizin yerinde ve doğru kararları ile büyük devletimizin tüm imkânları milletimizin hizmetine sunulmuştur hem de en üst seviyede.
Devletimiz Koronavirüs’e yakalanan sadece kendi vatandaşının değil din, dil, ırk, mezhep ayırımı yapmadan kendi sınırları içerisinde olan her insana aynı gayretle ulaşmış ve herkesin ücretsiz olarak sağlık hizmeti alması sağlamıştır.
Bununla da kalmamış yurt dışında bulunan ve ülkesine dönmek isteyen tüm vatandaşlarını da hiçbir ücret kabul etmeden uçaklarla ülkesine taşımız tedavileri ve karantina süreleri için gerekli ortamı sağlamış ve hiç birini de mağdur etmemiştir.
Yurtiçinde yapılan sosyal nakdi ve gıda yardımları ile milyonlarca insan devletimizin sıcak yüzünü bir kez daha görmüştür. Yine emekli büyüklerimizin mağdur olmaması için maaşları evlerine kadar teslim edilmiş kendilerinin tüm ihtiyaçları da memurlarımız tarafından tedarik edilmiştir. Çok şükür ülkemiz başta sözüm ona “Medeniyetin Beşiği” denilen Avrupa olmak üzere tüm dünyaya köklerinden aldığı güçle “Büyük Devlet” olmanın ne demek olduğu göstermiştir.
Avrupalılar hastane bulamazken bu zor zamanda biri şehir olmak üzere iki tam teşekküllü hastaneyi açarak dünyaya gücünü göstermiştir. İki büyük sahra hastanesi de tamamlanmak üzere!
Tüm bunları yaparken çok kısa sürede dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu yerli solunum cihazını geliştirmiş ve üretimine başladı. Fabrikalarda ve meslek liselerinde üretilen tıbbi malzemeleri kendi vatandaşına kapısına kadar ücretsiz olarak dağıttı. Bununla da yetinmedi başta Avrupa ve ABD olmak dünyanın dört bir yanındaki ülkelere tonlarca tıbbı ve temizlik malzemesi yardımında bulundu ve halen bulunuyor da.
Tabi tüm bunları yapacak seviye kolay gelinmedi. Vatandaşına en basit sağlık hizmetini dahi veremeyen, hastanelerinde bebeklerin- cenazelerin rehin kaldığı, muayene, ilaç ve maaş sıralarında can veren insanların olduğu yirmi yıl öncesinin Türkiye’sinden bu günkü “Güçlü Türkiye ”ye…
Bugün ülkemiz bir yandan sağlık ordusu ile salgınla mücadele ederken, bir yandan yardım ordusu ile tüm dünyadaki mazlumların yaralarını sarıyor, bir yandan milyonlarca göçmene kucak açıyor, bir yandan ordusuyla ile terör örgütlerine nefes aldırmıyor, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Akdeniz ve daha bir çok cephede mücadele veriyor adaletin teminatı olduğunu yine cümle aleme gösteriyor. İşte tüm bunları ancak iyi yönetilen güçlü bir devlet yapabilir.
Bizler de devletimizin bu çabalarının heba olmaması için birey olarak üzerimize düşen her görevi titizlikle yapmalıyız. Her zamankinden daha dikkatli ve daha duyarlı olmalı ve inşallah el birliği ile bu musibeti en kısa sürede bertaraf edeceğiz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın