Atilla YEĞİN

Atilla YEĞİN

Mail: atilla@teknikelektrik.com

Ortadoğunun Kalbi Halep Düşmesin

Hatırlarsanız ‘Suriye Kapanı’ diye bir yazı yayınlamıştık sizlere geçen yıl. O günden bu güne geçen dönemde Suriye’de yaşananlar dolayısıyla bize yansımaları şiddetlenerek devam ediyor. Bu bataklığın içine sürekli çekilmek istenmemiz uçağımızın düşürülmesi ile başladı. Anlayacağınız Suriye bataklığına Mit tırları operasyonu ile son olarak ta Suruç’taki canlı bomba terör saldırısı ve sınır ihlalleri ile salvolar devam etmekte. 

İşte mesele Suriye’mi yoksa Suriye üzerinden büyük balık Türkiye mi dize getirilmek isteniyor. Bunu bilebilmek için bölgeyi coğrafyayı iyi bilmek tanımak gerekiyor. Suriye diye  bir devlet , yer daha önce var mıydı? Daha önce buralara ne diye adlandırılmıştı diye araştırdığımızda kaynaklar da bölgenin  Levant ismiyle anıldığı, Batılıların isimlendirdiği aşağı yukarıda Yahudilerin Arz-ı mevhud olarak tanımladıkları Bereketli Hilal’in Mısır ve Sina Yarımadası hariç Akdeniz Kıyılarını tanımlamak için kullanılan sınırları net olmayan coğrafi bir terim olup sözcükte anlam açısından Doğu kelimesine gönderme olarak geçmekte. Genel olarak 

tarihsel süreç içerisinde Toros’nın güneyindeki Orta Doğu’da geniş bir alanı belirtmektedir. Batı’da Akdeniz, güneyde Arabistan Çölü ve Doğu’da Mezopotamya ile sınırlanmıştır. Levant Kafkasya Dağları’nı, Arap Yarımadası’nın belirli bir parçasını ve Anadolu’yu içermez. Kilikya kimi kaynaklarda Levant bölgesinin içinde gösterilse de Sina Yarımadası, Levant ile Mısır arasında bir kara köprüsü oluşturduğundan dışarıda tutulabilir. Zamanla Levant insanı ve kültürü Sina ve Nil Nehri arasındaki bölgeye egemen olmuş olsa da, bu bölge coğrafi Levant’i tam olarak karşılamaz.

Dar anlamda Lübnan ve Filistin ile sınırlandırabileceğimiz Levant, Osmanlı dönemimdeki karşılığıyla Bilâdü’ş-Şâm yani Şam Vilayeti’dir, bu da Şam kenti ve yakın Akdeniz kıyısındaki beldeleri içerir. Fakat bu tabir ne Hatay’ı ne de Suriye’nin Akdeniz kıyılarını kapsar. Bu açıdan bir diğer dar görüştür. 

Bilad-ı Şam(Levant) toprakları tarih boyunca Mısır’la beraber Ortadoğu’nun k ü l t ü r e l ve içtimai anlamda kalbi siyasal açıdan ise fay hattı, atar damarı olagelmiştir. BiladŞam nasıl Ortadoğu’nun kalbi ise Halep şehri de Bilad-ı Şam topraklarının neredeyse her açıdan merkezi bir bakıma da tüm Ortadoğu ve Arap dünyasının özetidir.  Bu hususiyetlerinin yanı sıra harita üzerindeki yeri itibariyle Halep şehri emperyalist saldırı karşısında oluşan fiili direniş ekseninin en kritik mevziisidir. Bu tanımlamalar üzerine bölgeyi jeopolitik olarak değerlendirdiğimiz de İŞİD diye peydahlanan organizma dikkat ediniz ÖSO (Ögür Suriye Ordusu) 

Halep’i kontrol altına aldıkça bu alana Esed’le işbirliği yaparak saldırmaktadır. Diğer planda Türkiye’yi bu bataklığın içine çekip yıpratılmak güçsüzleştirmek istenmektedir. Türkiye burada akıllıca politika g e l i ş t i r i p s t r a t e j i k h a m l e l e r l e kendi ya da ÖSO kanalıyla Halep’i elinde tutarak bu savaşı kazanabilir. B i l i n d i ğ i üzere büyük k u m a n d a n S e l a h a d d i n ilk yaptığı iş Bilâdü’ş-Şâm’ın kalbi Halep’de hakimiyeti ele geçirmiş sonra da sırasıyla Mısır’ı ve Kudüs’ü fethetmiştir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın söylediği gibi,

Hak şerleri hayr eyler Ârif anı seyreyler Zan etme ki gayreyler Mevlâ görelim neyler. Neylerse güzel eyler 

Hayırlı işler dileğiyle.Rabbim yar ve yardımcımız olsun.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar