Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Organik Ve Doğal Karmaşası

Bundan birkaç ay önce üzerinde doğal yazan yumurtayı görünce düşünmeden aldım. Benim için sabahın olmazsa olmazı yumurta yemek. İşe gitmeden yumurtamı haşladım ve yanıma alıp okula gittim. Mesai başlamadan kahvaltımı yaptım. Önce sorun yoktu. İlerleyen saatlerde karnımda burulmalar başladı. İkindiye doğru ise soğuk ter ve titremelerle kendimi hastaneye attım. 

Tahmin ettiğiniz gibi yumurtadandı başıma gelenler.

İyi de ben doğal yazan bir marka alıp eve getirmiştim. Hata nerdeydı?

Kendime geldiğimde doğal ile organik arasındaki farkı incelemeye karar verdim. Sık sık doğal yazılı ambalaj gördüğümüzde fiyatına bakmaksızın almakla hata mı yapıyorduk. Bu doğal mı organik mi karmaşası da neydi?

Kendimce verileri birleştirdim. O zaman nasıl bir aldanma içinde olduğumuzu görüp endişelendim. 

İşte konunun gerçek yüzü; organik olan üretimler organik niteliği taşıma kriterlerinde olup sertifikalandırılmış ürünlerdi. Doğal ürünler daha çok saldım çayıra mevlam kayıra olup en az müdehaleye uğramış olanlardı. Organik ürünler için gerekli ortamı sağlamak son derece kurallara dayalıyken doğalda böyle bir kriter denetimi yoktu. Organik sertifikası almak için bu sertifikayı veren denetim kuruluşları mevcutken doğallarda böyle bir mercii bulunmaz. Yani sen doğal bu dersin karşı taraf sana güvenir ama organik bu desen sertifika göstermek zorundasın. Etiketine de kolayca doğal ürün yazabilirsin ama organik yazarsan cezayı yersin.

Hal böyle olunca bilinçli tüketici organik ürünlere yönelirken doğal ürün tercihi daha az olmakta. (Tabii ki bu gelişmiş ülkelerdeki bilinçli tüketiciler için geçerli. Yani benim gibiler ancak hastanelik olunca farkına varıyor.)

Yine de araştırmalar hala organik/doğal savaşında kimin kazandığı hakkında kesin veriler sunabilmiş değil. Ama mantıklı düşünen herkes kimyasallardan uzakta yetişmiş bir ürünün sağlık açısından en doğru besin olduğunu bilir. Belki doğal olanların da bir kısmı bu kriterlere uygun olabilir ama kim bilir ki?

Bu paranoya da organik ibaresi almış ürüne iki-üç kat fazla para verip almak konusunda insanı vicdan muhasebesinde bırakıyor.

Sen ne yapıyorsun derseniz durum şu; yoğurdu kendim yapıyorum, yumurtayı organik alıyorum, işlenmiş yani kutuda satılan ürünleri tüketmek yerine taze sebze pişiriyorum. Bütçemiz el verdiğince kırmızı et yiyip yemekleri tereyağ ve zeytinyağı ile yapıyorum. Sigara ve benzeri zararlı şeylerin adını bile ağzıma almak istemiyorum – ki yıllarca günde 3 paket içen biri olarak bunu söylüyorum-.

Umarim organik mi doğal mı karmaşasını az da olsa netleştirebilmişimdir. Sağlıklı, mutlu ve huzur dolu günlerimiz olsun, Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar