OLE OLE OLA ARGENTİNA...

Elbette Arjantin... Çocukluğumdan beri Ay-Yıldız'ın olmadığı her turnuvada Arjantin'i destekledim. Arkadaşlarım Brezilya'nın o büyülü kadrosuna hayran kalıp onu desteklerken, yurtdışında yetişmiş arkadaşlarım büyüdükleri ülkelerin Milli Takımlarını desteklerken ben haritada yerini bile bilmediğim fakat taraftarının ülkesine ve takımına olan bağlılığı ve tutkusuna hayran olduğum Arjantin'i destekledim.

Bekli de; doğup büyüdüğüm Fenerbahçe Tribünü'ndeki o heyecanı, o tutkuyu ve o bağlılığı hissettiğim içindir Arjantin aşkım...
Dünya Kupası'nda gruplardaki ilk maçlar tamamlandı. İzlediğim maçlardan sonra Milli Takımımız'ın bu turnuvada olmaması beni birkez daha kahretti. Oynanan futbolun temposu, maçlardaki mücadele bende Türkiye Milli Takımı'nın bu turnuvada olması halinde üst sıralarda olacağı ve farklı bir renk katarak başarı yakalayabileceği izlenimini yarattı...

Son Avrupa Şampiyonu ve turnuvanın favorileri arasında gösterilen İspanya'nın ilk maçında İsviçre karşısında aldığı sürpriz mağlubiyet ikinci turda muhtemel bir Brezilya-İspanya eşleşmesini gündeme getirdi. Böyle bir durumda turnuvanın favorilerinden olan iki takımdan biri çeyrek finali göremeden ülkesine dönebilir... Bu durumda Dunga veya Del Bosque için muhtemel bir son oluşabilir...

Arjantin ilk maçını zor da olsa kazandı ve turnuvaya üç puanla başladı. Oynanan futbol tat vermesede bu tarz turnuvalarda ilk maçı kazanmak çok önemlidir. Bunu başaran bir diğer favori ise Almanya. Ancak Almanya çok rahat bir futbol ve net bir skorla kazandı... Artık ikinci maçlar başlıyor. Almanya, Arjantin ve Brezilya haricinde favorilerin ilk maçlarını kazanamadığı 2010 Dünya Kupası'nın kazananını bende herkes kadar merakla bekliyorum...