Bu sayfada dönem dönem odalarla (yarı resmi kuruluşlarımız) alakalı yazılar yazıyorum. Normalde siyasi yazılar yazan bir yazarsın! Neden oda seçimleri ile veya odaların yapıları ile ilgileniyorsun? Diye soruyor arkadaşlarım! Bende onlara “işte meselenin tam da püf noktası burası diyorum hep” Çünkü daha önceki yazılarımda da kısmen bahsettim, siyaset denilince akla hemen Türkiye Büyük Millet Meclisine girmek yada yerel yönetimlerde yönetici olarak görev almak geliyor. Oysa bu sadece siyasetin görünen kısmıdır. Aysbergin suyun üstünde kalan kısmıdır ama alt taraf da ki siyasi yapılanma tamamen farklıdır. Bir defa siyasetin aslı tabanda yapılıyor. Tabanda öğreniliyor. Oralardan gelenler siyasette başarılı oluyorlar. Bunların başında parti teşkilatı gelir. Bundan sonra yarı resmi kuruluşlarımız olan odalarımız (meslek odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, mühendis odaları, tabip odaları, barolar v.s.) dır. Buralar vitrinde olmasalar da toplumun temel dinamiklerini oluşturan unsurlardır.
Böyle bir yeri siyasetteki en büyük rakiplerinizin eline vereceksiniz sadece meclis ve belediyelerde siyaset yapacaksınız, sonra da bu oda temsilcileri alttan alta size tuzak kuracaklar. Son yıllarda yaşadıklarımız budur.
Basit bir örnekle anlatayım: Mesela bir çok arkadaşımın da üye olduğu TMOBB (Türkiye Mühendisler Mimarlar Odaları Birliği) ne bağlı bir mühendislik odasının üyelerinin önüne seçim sandığı getirilse A partisine veya düşüncesine oy diyelim %60 oy çıkıyor, B partisine de %30 oy çıkıyor ama aynı fikir temsilcilerinin aday olduğu mühendislik odası seçimlerinde bunun tam zıttı çıkabiliyor. Bu baro içinde geçerli olabiliyor, tabipler içinde… Pekiyi bu nasıl olabiliyor? Bunun birinci sebebi çoğunluk (bu bazen %90’ı bile bulabiliyor) sandığa gitmiyor. İkincisi; özellikle Ergenekoncu olduğu iddia edilen çevreler bu odalarda çok örgütlü ve sistemli çalışıyorlar ama demokrat mühendisler fazla ilgili olmuyorlar. O zaman demokratlarında bu odalarda üyeliklerini güncellemeli, aktif olunmalı ve sandığa gidilmelidir. Çünkü demokrasi yanlıları her zaman bu ülkede çoğunluktur. Yeter ki sandığa gidilsin, yeter ki hassasiyetlik gösterilsin.
Böyle bir yeri siyasetteki en büyük rakiplerinizin eline vereceksiniz sadece meclis ve belediyelerde siyaset yapacaksınız, sonra da bu oda temsilcileri alttan alta size tuzak kuracaklar. Son yıllarda yaşadıklarımız budur.
Basit bir örnekle anlatayım: Mesela bir çok arkadaşımın da üye olduğu TMOBB (Türkiye Mühendisler Mimarlar Odaları Birliği) ne bağlı bir mühendislik odasının üyelerinin önüne seçim sandığı getirilse A partisine veya düşüncesine oy diyelim %60 oy çıkıyor, B partisine de %30 oy çıkıyor ama aynı fikir temsilcilerinin aday olduğu mühendislik odası seçimlerinde bunun tam zıttı çıkabiliyor. Bu baro içinde geçerli olabiliyor, tabipler içinde… Pekiyi bu nasıl olabiliyor? Bunun birinci sebebi çoğunluk (bu bazen %90’ı bile bulabiliyor) sandığa gitmiyor. İkincisi; özellikle Ergenekoncu olduğu iddia edilen çevreler bu odalarda çok örgütlü ve sistemli çalışıyorlar ama demokrat mühendisler fazla ilgili olmuyorlar. O zaman demokratlarında bu odalarda üyeliklerini güncellemeli, aktif olunmalı ve sandığa gidilmelidir. Çünkü demokrasi yanlıları her zaman bu ülkede çoğunluktur. Yeter ki sandığa gidilsin, yeter ki hassasiyetlik gösterilsin.
Facebook Yorum
Yorum Yazın