Nifak

83 yıl önce...
Burdur Milletvekili M.Akif ERSOY’un Büyük Taarruza Hazırlık günlerinde verdiği bir Cuma vaazı *...

“Ey cemaat!
Bugün dünyada milyonlarca müslüman var. Ne acıdır ki hiçbirinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibi idik. Ama biz de yüzyıllardır elde ne varsa, yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk.
Bunun sebebi dinimiz midir? Haşa. İslamiyet hayatı, aklı, mantığı, zamanın icaplarını reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama Batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz müslümanlar ne yaptık? Her şeyi Allaha havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık.Sonuç ortada; dilenerek yaşayan hükümetler, harabeler, ekilmemiş tarlalar, yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen “Olmaz” diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe “Biz dedemizden böyle görmedik” diye dikilen yobazlar.
Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken biz tamamen durmuşuz. Geriden de geri bir hale düşmüşüz. Görünen köy kılavuz istemez. Yaşadığımız ilkel bir hayattır.
Peki batı ne halde? Gemileri denizleri aşıyor, trenleri dünyayı geziyor, uçakları havada dolaşıyor, ilim adamları hayatlarını araştırmaya vakfetmiş, halk ise mütemadiyen çalışıyor ve okuyor. Durum bu. Fakat kudretleri arttıkça hırsları da çoğalıyor. Asya’yı Afrika’yı bitirdiler. Şimdi sıra bize geldi. Sevr Anlaşmasını okudunuzsa anlamışsınızdır ki bunların bizden istedikleri artık toprak, moprak değil, bu defa canımızı, varlığımızı istiyorlar.
Müslümanlar!
Bizi yenmek için düşmanın elinde iki vasıta var; birincisi kaba kuvvet. Önce kaba kuvvete başvurdular. Doğu’dan Ermeniler, güneyden İngilizler ve Fransızlar üstümüze yürüdü. İtalyanlar Konya’ya kadar yayıldı. Karadeniz boyunca silahlandırılmış Rum’lar ayaklandırıldı. Yetmedi. Batıdan da Yunan ordusunu sürdüler. Ne oldu? Öldü sanılan müslüman Türk doğruldu ve yurdunu savunmaya başladı. Sonuç? Artık ne doğuda düşman var, ne güneyde. Allahın yardımıyla ikisini de yendik. Pontus çetelerini de susturmak üzereyiz. Karşımızda bir Yunan ordusu kaldı. Onu da Sakarya’da bozduk. Batıya attık. Bir de boğazlardaki müttefikler var. Biz evelallah ikisini de yeneriz.
Ama düşmanın ikinci bir vasıtası var ki birincisinden de güçlü; Nifak! (Ortalığı karıştırmak, bölmek) Osmanlı devletini bu silahla parçaladılar, sonra da parçaları teker teker yuttular. Öyleyse bugün de, yarın da herkes gözünü dört açmalı, kimin ve neyin hesabına birbirimizin gırtlağına sarılmamız isteniyor. Bunu çok iyi düşünmeli. Aklımızı kullanmazsak böyle mazlum ve garip olmaya devam ederiz.”

Sayı 67