Dünya tarihi nice başarılı kişilere sahne olmuş eski bir gezegendir. Bu eski gezegende binlerce medeniyet, binlerce lider vasıflı insan gelip geçmiştir. Her medeniyet ve lider de sanki hiç gelip geçmeyecekmiş gibi davranmış veya yaşamışlardır. Kendisinin gelip geçici olduğunu bilen birkaç başarılı lider ise ona göre yaşamış ve ardından izler bırakmıştır. Bu lider tarafında olan özelliktir. Birde liderlerin etrafında ya da peşlerinden giden insanlar için özellikler vardır sahip olunan. Yani liderler iki tarafı da ilgilendiren insanlardır. Hem kendi sonları ve sonralarını hazırlarlar hem de peşlerinden gelen kitlelerin sonlarını ve sonralarını (ahirlerini) hazırlarlar. Bir çok lider kendileri ile birlikte kendi takipçilerinin de felaketi olmuşlardır. Bir kısım liderlerde (sayıları azda olsa) kendileri ile beraber kitlelerini de kurtarmışlardır.
Liderleri takip ederken kitleleri bekleyen en büyük tehlike ise başarılı olan liderlerini gereğinden fazla onlara önem vermeleri hatta bazen putlaştırmışlardır. Liderlerini sevmeyen ya da ihanet edenleri değerlendirmeye almıyorum. Biz burada daha çok başarılı liderler için kitleleri bekleyen tehlikelerden bahsediyoruz. Denilebilir ki başarılı bir liderden dolayı kitleleri ne gibi tehlike bekleyebilir. Evet en büyük tehlikelerden biridir liderlere olduğunun dışında önem vehmetmek. Bunun için Allah(cc) Kurân-ı Kerim’de bu konuda gereken tedbiri almıştır. Uhud savaşı ve sonrası yaşanan gelişmeler karşısında İslam Peygamberi’nin (sav) öldüğü haberi yayıldığında Ali İmran Suresi’nin 144.ncü ayetini nazil etmiştir. Zira Hz. Peygamber’in (sav) Uhud Savaşı esnasında öldüğü sanılması ile Müslümanlar ciddi bir sarsıntı geçiriyordu. O esnada indi Ali İmran 144.ncü ayet “Muhammed, sadece bir resuldür. Ondan öncede peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse ökçelerinizin üzerine geriye mi dönüceksiniz dininizden. Her kim böyle ökçeleri üzerine geriye dönerse elbette Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah şükrü yerine getirenlerin mükafatını verecektir.”
Şimdi bu ayet Hz. Peygamberin dahi ölümlü olduğunu ama Allah’ın bâki olduğunu belirtir. Her nefis ölümü tadıcıdır (yine Ali İmran 146). Geçtiğimiz ay Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın olduğu ani ameliyat sonrası ülkemiz fısıltı gazetesi ile çalkalandı. Acaba Sayın Başbakan kanser mi idi? Çok şükür olmadığı anlaşıldı ve fısıltı kesildi. Ama bu Sayın Başbakanımızın bir gün tekrar hastalanmayacağına veya ölmeyeceğine delalet etmez. Sayın Başbakanımız da bir fanidir. Ve her ümmet gibi eceli geldiğinde oda vefat edecek; Hakka yürüyecektir. Hatta defalarca atlattığı suikastlerden biri gibi (Allah muhafaza eylesin) tıpkı Turgut Özal gibi, Adnan Menderes gibi şehitte edilebilir. Ama o şehit edilir veya eceli ile ölürse kimse merak etmesin Allah bâkidir ve onun dini ilelebet kalıcıdır. Allah nurunu tamamlayacaktır. Merhum Turgut Özal derdi ki ” Analar daha ne Turgutlar doğurur” gerçekten de ondan daha ilerisi Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan geldi. Ondan sonra da bu millet daha iyisini başına geçirecektir. Tayyip Erdoğan tarihi görevlerini başarı ile bir bir yerine getirmektedir. Daha yapacağı çok hizmet vardır. Ama onun hakka yürümesi sadece bayrağın sahibini değiştirir. Bayrak yerde kalmaz. Hizmet sürer (Ahzab süresi 23. Ayet). “Müninlerden öyle erler vardır ki; Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiş ve şehid olmuştur. Bir kısmı da şehit olmayı beklemektedir. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir”
Facebook Yorum
Yorum Yazın