Nelson Mandela’dan Geriye Kalan

“Ben hakikatin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil. Ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil” demişti Malcom X.

Yine Malcom X bilhassa hac ibadetini yaptıktan sonra tüm insanların ırkından, renginden, dilinden, dininden dolayı kınanamayacağını idrak etmiştir. Zira daha önce beyazlara tepki olarak bir zencinin iki beyaza eşit olduğunu iddia ediyordu. Yani bir nevi ters ırkçılık yapıyordu. Zaten bir ırkçılık diğer bir ırkçılığı körüklemez mi?

İşte böyle bir ırkçılıktan gelip insani ve islami bir mücadele vermiştir. Malcom X Tüm dünya ezilenlerine de emsal teşkil etmiştir onun bu mücadelesi.

Nelson Mandela’yı geçtiğimiz ay kaybettik malumunuz. Kendisi uzun sayılabilecek bir ömrün ciddi bir kısmını (37 yıl bildiğim kadarı ile) hapiste geçirmiş bir insan hakları mücadelecisidir. Dikkat ederseniz onu sadece zenci hakları mücadelecisi değil insan hakları için emsal gösterdim. Çünkü Nelson Mandela sadece zencilerin değil tüm insanların barış ve huzuru için çile çekmişti. Belki de vefatının ardından zenci-beyaz, sarı-kırmızı tüm renkleri ile insanlığın tamamının da sebebi bu olsa gerek.

Tıpkı O da Malcom X gibi Mandela da doğrunun, hakikatin peşinde idi. Adalet ve özgürlük mücadelesi verdi. O da her normal insan gibi insanların doğuştan hür ve eşit olduğunu kabul ediyordu.

Bizde ülke insanı olarak en çok bu konuda sıkıntı çekmedik mi? Ayrımcılık, insan hakları ihlali, ırkçılık. Son yüz yılımızda yaşadığımız coğrafya da aynı problemleri yaşadık. Daha yeni yeni bireylerin özgürlük ve haklarını sağlayabiliyoruz. Bakın Anayasa  Mahkemesine bile bireysel başvuru hakkı 2010 12 Eylül referandumu ile verildi. Bu sayede tutuklu CHP milletvekili Sayın Mustafa Balbay bile serbest kaldı!

Yani hak ve özgürlükler mücadelesinde ne kadar emektar varsa hepsine selam olsun.