Nurgül YILDIRIM

Nurgül YILDIRIM

Mail: yazarlar24@teknikelektrik.com

Neden Bazı İnsanlar Daha Güçlü Bir Hafızaya Sahiptir?

Unutkanlık çoğumuzun genel olarak yaşadığı bir sorun. Bir iş yapmak için mutfağa gideriz ne için gittiğimizi hatırlamayız. Ya da gülümseyerek baktığımız birisine “ ben bu kişiyi bir yerden tanıyorum, ama nereden acaba  “ deriz, kim olduğunu hatırlamayız. Kafamızda unuttuğumuz gözlüğü bile, masa üzerinde bulmaya çalışırız. Kabul edelim ki bu gibi örnekleri daha da çoğaltılabiliriz. 

Bir kısmımız yıllar önce yaşadığımız bir olayı tüm detayına kadar hatırlayıp anlatırken, bir kısmımız ise ,dün yediği yemeğin ne olduğunu bile hatırlamaz. Belki de bunun gibi anlar, “kötü” bir hafızamız olduğuna, yaşlanma ve hafıza kaybı belirtileri gösterdiğimize ve inanmamıza bile neden olabilir.

Peki, Hafıza Nedir?
Hafıza,bilgilerin ve deneyimlerin ve duyguların kayıt altına alındığı bölümlerin genel adıdır. İnsanlar,bu yeteneğe doğuştan sahip olurlar.Genetik olarak hafızanın kimi insanlarda diğerlerine göre daha güçlü olduğu bir gerçektir ancak hafıza,geliştirilebilir. Hafıza teknikleriyle,beynin fiziksel işlevlerini harekete geçirirebiliriz. Bu teknikleri uygulayan herkes,aynı bir sporcunun vücut kaslarını geliştirdiği gibi beyin kaslarını geliştirip ,hafızasını güçlendirebilir.
İnsan beyni inanılmaz derecede karmaşık ve gizemli bir makinedir ve hafıza da bu gizemler den en önde yer alanıdır. Her gün edindiğimiz inanılmaz miktarda bilgi nedeniyle, anılar oluşturma- mız, mantıklı düşünmemiz, bağlantılar kurmamız için verimli bir sistem gerekiyor. Hafıza oluşturma üç adımda gerçekleşiyor: Kodlama, Depolama ve Geri Alma.

Kodlama, duyusal girdiyi aldığımızda ve onu beynin anlayacağı bir biçime dönüştürdüğümüzde gerçekleşir. Bu üç farklı biçimde olur: görsel, akustik ve anlamsal. Örneğin, bir restoranda garsonun adını görürseniz, bu bilgileri görsel olarak saklarsınız. Daha sonra garsonla konuşurken adı yüksek sesle tekrar ederseniz, bilgiyi akustik olarak (ses olarak) kodlayabilirsiniz. Son olarak, bir öğretmen, arkadaş en sevdiğiniz ünlüyle aynı adı paylaşıyorsa, bilgileri semantik olarak (bir anlamla bağlantılı olarak) depolayabilirsiniz.

Bu kodlanmış bilgi parçaları 0-30 saniye boyunca saklanacakları kısa süreli belleğinize taşınır. Bu bilgiyi kısa süreli belleğinizde aktif olarak ne kadar uzun süre tutarsanız, o kadar kalıcı hale gelir. Kısa süreli bellekteki bilgilerle sıklıkla etkileşimde bulunursanız, uzun süreli belleğe girme şansı artar. Depolamadan sonraki son aşama ise geri çağırmadır. Bilginin doğal veya kasıtlı olarak nasıl organize edildiğine bağlı olarak, geri çağırma süreci kolay veya oldukça zor olabilir. Hatırlama süreçlerinden bazıları kontrolümüz dahilindedir, bazıları ise değildir.

Genetik ve Biyolojik Avantajlar
Bazı insanların hafızaları gerçekten çok gelişmiştir. Bu kişiler on yıllar önce meydana gelen olaylardan, çocukken belirli bir günde yedikleri yiyeceklere kadar her türlü detayı hatırlama potansiyeline sahiptir. Büyük ölçekli bir çalışmada, bu kadar yüksek epizodik hafızaya sahip kişilerin ( üstün otobiyografik hafıza veya HSAM olarak adlandırılan bir durum), temporal ve parietal loblarda hafıza depolamayla bağlantılı geniş alanlara sahip olduğu bulunmuştur. Birkaç saat içinde binlerce basamaklı pi sayısını ezberleyen kişiler buna bir örnek olarak verilebilir.

Hafıza Gelişimi Mümkün mü?
Nöroplastisite sayesinde hafızanızı geliştirmenin birçok yolu vardır. Nöroplastisite beynin yaşam boyu uyum sağlama ve değişme yeteneğidir. Beyninizi ve dolayısıyla hafızanızı keskin tutacak birçok teknik ve yaşam tarzı değişikliği vardır. Yeni aktivitelerle uğraşmak beyni yeni sinir yolları yaratmaya ve benzersiz bağlantılar kurmaya zorlar. Ancak bu aktiviteler biraz zorlayıcı olmalıdır. Yeni bir dil veya enstrüman çalmayı öğrenmek gibi şeyler örnek olarak verilebilir. 

Sağlıklı bir beslenme ve düzenli egzersiz, beyninizin başarılı olmak için ihtiyaç duyduğu tüm besin maddelerine ve donanıma sahip olmasını sağlayacaktır. Fiziksel egzersiz beynin büyümesini sağlar. Egzersiz sinir kavşaklarının sayısını artırır, böylece beyinde daha fazla irtibat noktası yaratır ve yeni hücreler oluşmasına katkıda bulunur. Kalp-damar sağlığının iyi olması aynı zamanda beyninize daha fazla oksijen gitmesi ve zararlı toksinlerin daha hızlı atılması anlamına da gelir. Ayrıca hafıza gelişimi için arada bir şalteri indirmek de önemlidir. Biraz stres, insanın acil durumlara tepki gösterme refleksini koruması açısından gereklidir. Fakat uzun süren endişe ve yüksek düzeyde stres beyinde tam tersine, zehir etkisi yapar. Bu nedenle zaman zaman, beynin bu kısmını dinlendirmek gerekir.

Uyumanın ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. 5 saatten az uyursanız zihinsel yetileriniz zayıflar, 10 saatten fazla uyursanız da sersemleşmiş hissedersiniz. Sıkı bir şekilde çalışıp üstüne iyi bir uyku çekin. Gündüz saatlerinde yeni bir şey öğrendiyseniz, beyninizde bir sinir hücresiyle bir diğeri arasında bağlantı oluşur. Uyuduğunuz zaman bu bağlantı kuvvetlenip iyice yerleşir ve öğrendiğiniz şey hafızanın bir parçası haline gelir. Bu nedenle uyku hafızanın devamı bakımından gerçekten çok önemlidir.

Araştırmalar insan beyninin 20 yaş civarında en yüksek seviyesine ulaştığını, daha sonra nöronlardaki eksilmeye bağlı olarak, giderek ağırlığının azaldığını ve 60-70 yaşlarında maksimum ağırlığının % 10’luk bölümünü yitirmiş olabileceğini gösteriyor. Hatta 50 yaşlarından itibaren bellek fonksiyonlarında hafif de olsa azalma hissedebiliyorlar.

Hafızayı canlı tutmak için neler yapmalıyız?
Hesap makinesi kullanmayın, hesaplarınızı elle yapın.
Şiir veya şarkı sözü ezberleyin.
Telefon numaralarını ezberlemeye çalışın.
Kağıt oyunları oynayın, Çapraz bulmaca çözün.
Benzer olmayan nesneler arasında bağlantılar kurun.
Yağlı yemeklerden uzak durun, Aşırı alkol tüketmeyin.
Cep telefonu konuşmalarınızı azaltın.
Benzer olmayan nesneler arasında bağlantılar kurun.
Sigara içmeyin, düzenli spor yapın.
Mutlu ve sağlıklı kalın….

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar