Ne Yapmalı?

Çok önemli bir sorudur ne yapmalı sorusu…

Bazen bir çaresizliğin ifadesidir bazen farklı bir şey yapma gereğinin, zorunluluğunun vurgusudur. Ama her zaman iyi niyetli bir sorudur. Niyeti kötü olanlar için bile kendi bütünlüğü içerisinde iyi niyetli bir sorudur. Zira işi yapmak istemenin kurgusudur ne yapmalı? Sorusu…

Büyük Rus Devrimcisi, Bolşevik ihtilalinin acımasız diktatörü Vladimir Lenin’in manifestosunun yer aldığı kitabının adı Ne Yapmalı? Evet Ne Yapmalı (Ruscası ile Çto Delat) Dünya’nın en zalim diktatörlüklerinden ve emperyal güçlerinden biri olacak olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin temelini oluşturan Bolşevik ihtilalinin manifestosu Çto Delat (Ne Yapmalı?) sorusunu kendimize ve milletimize sorsak belki bizde şu anayasanın tartışıldığı ve nasıl olacağı konusunun işlendiği bu günlerde belki bize de bir ışık tutar.

Gelelim bu başlığın bizimde yani ülkemiz ve milletimizle alakasına!

75 milyon insanın yaşadığı 780.000 km2 alandaki bu vatan aslında yaklaşık 20 milyon km2’lik Osmanlı İmparatorluğu’nun bizlere Lozan’dan mirasıdır. Malumunuz şu anki topraklarımızın en az 5-6 mislini Lozan’da iki dakikada bırakmış bir milletin evlatlarıyız.

Hoş Lozan’da bu imzayı atanlar bizi ne kadar temsil ediyorlardı bu ayrı bir tartışma konusu, yazı konusu ama Lozan’daki bu imzalardan sonra yeni bir ülke yeni bir devlet yeni bir anayasa oluşmaya başlamıştır. Onuncu Yıl marşında belirtildiği üzere “On yılda onbeş milyon genç yaratılmaya çalışılmıştır.”

Şu an geldiğimiz noktada 15 milyon değil artık 75 milyonuz ve o günkü anayasalar, ilkeler, oklar bizi yönetmeye yetmemektedir. O yıllarda %70’i - %80’i köylerde yaşayan bir toplumduk. Şu anda tam tersi %80’i belki daha fazlası şehirleşmiş (Arapça tabiri ile medenileşmiş Mudun=şehirler Medine= Şehir demektir arapçada) bir toplumla karşı karşıyayız.

Sanayileşmiş  150 milyar dolar ihracat yapabilen, gayri safi milli hasılası 11.000 dolara dayanmış ve kendisine 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefi koymuş ileri demokrasiye her geçen gün biraz daha sahip çıkmaya çalışan bir toplum.

Fakat bu toplum homojen bir yapıya sahip değildir. Bu toplumun tamamı Türk değildir. Bu toplumun tamamı Müslüman değildir. Velev ki müslümanım dese de hepsi sunni değildir. %90’ı sunni olsa da; farklı mezhep ve Müslüman yorumlanışlarına  da sahiptir. Herkes her konuda tam bir fikir mutabakatında değildir. Ekonomik, siyasi, sosyal görüşlerimizde; yaşam tarzlarımızda da farklılıklar vardır.

Erzurum merkezde ve Muğla Bodrum’da birer anket yaptırsanız herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi ile yönetilmesini ister ve savunur ama iki şehrin demokrasinin uygulanış ve anlam açısından farklı yorumlarını, taban tabana zıt yaşam tarzı anlayışlarını fark ederiz.

Pekiyi o zaman Vladimir Lenin’in 1902 yılında sorduğu “Çto Delat” Ne Yapmalı sorusunu biz kendimiz, ülkemiz ve milletimiz için soralım; Ne Yapmalı?

Evet ne yapmalı, nasıl yapmalı da barış ve huzur içerisinde çok farklı kültürleri, inançları ve yorumları bağrında taşıyan milletimizi bir arada ve anlaşılabilir, kısa öz bir anayasanın teminatı altında yaşatalım.

Kimsenin kimseye müdahale etmediği ama rahatsızda etmediği bir yaşam modelini nasıl hazırlayalım? Herkesin inancını özgürce yaşayabileceği ama mahalle baskılarının da hiçbir türlüsünün yapılmadığı bir sözleşmeyi halkımıza kabul ettirelim?

Bin yıl kardeşçe yaşamış halkları doksan yılda, yüz yılda aralarını açar hale getirmişsek bunun çaresini nasıl bulalım? Ne yapmalı sorusunun cevabını ancak bu halde bulabiliriz diyorum…

Önümüzdeki sayıda bu konuya nasipse devam edeceğiz.