Amerikan topraklarına ilk ayak basan Türk, İzmir’li Hacı Ali’dir. Genç yaşta hacca gitmesinin ardından Hacı Ali ismini almıştır. 1856 yılında ABD'ye gelerek ABD ordusunda 30 yıl hizmet etmiştir. Hacı Ali ismine bundan 5 sene önce Philadelphia Türk Festivali çalışmaları sırasında Türklerin Amerika’daki macerasını incelerken rastlamıştım. Bana çok ilginç bir hikaye gelmişti. Amerika’ya ilk ayak basan kişi dini bütün bir Hacı’ydı. Amerika’lilar ismini telaffuzda zorlandığı için, Hacı Ali, Amerika’lılar arasında “Hi Jolly” olarak nam salmıştı.
Hacı Ali aslında Osmanlı ordusunda geri hizmetlerde çalışan bir deve terbiyecisidir. Bir deve terbiyecisinin yeni dünyada ne işi vardır? Bir Hacı’nın Amerika’ya neden yolu düşsün? Efendim hikaye şöyledir: 2 yıllık Meksika Savaşı (1846-1848) sonrası düzenin tekrar sağlanması ve askerî malzemelerin rahatça taşınması için at ve katırların yetersiz kalması üzerine ABD savaş bakanı Jefferson Davis, bu iş için en uygun hayvanın develer olduğunu belirterek ABD'nin Osmanlı büyükelçisi aracılığı ile padişah Abdülmecid'e başvurur. Abdülmecid'in oluru ve fazladan iki deve hediyesi ile ABD'ye dönecek Amerikalılar develerin kullanımı ve bakımı için İstanbul'dan sonra İzmir'e uğrayarak Osmanlı ordusunda muvazzaf Hacı Ali'yi de yanlarına alırlar. Develer ile Teksas Indianola limanına gelen bu ilk kafile, ABD'deki ilk deve birliğinin de temelini oluşturur. Deveci Hacı Ali bu kafilenin lideriğini yapmıştır.
Bahsedildiği gibi Amerikalıların telaffuzda zorlanması sonucu adı Hi Jolly'e dönüşen Hacı Ali, 1880 yılında ABD vatandaşı olmuş, 30 yıl Amerikan ordusuna hizmet etmiş, Gertrudis Serna adında Meksikalı bir hanımla evlenip iki çocuk sahibi olmuştur.Son yıllarını madencilik ve ara sıra da ABD hükümeti adına izcilik yaptığı Arizona'daki Quartzsite şehrinde geçirmiş ve burada vefat etmiştir. Hacı Ali, anıt mezarının da bulunduğu Quartzsite'de gömülüdür ve bulunduğu mezarlığa adı verilmiştir. Hacı Ali'nin mezarı 1935'te Arizona Ulaşım Birimi tarafından piramit şeklinde tekrar dizayn edilmiştir. Her yıl ocak ayında mezarının bulunduğu Arizona'daki Quartzsite'de Hi Jolly Festivali düzenlenmektedir. Anıtının bulunduğu mezar şehrin en çok ziyaret edilen turistik yeridir. İzmir’li Hacı Ali vahşi batıda adeta bir halk kahramanı olmuştur. Adına “Hi Jolly” adli halk türküleri yakılmış, filmler cevrilmiştir. 1954 yapımı “Southwest Passage” sinema filmi onun hayatını anlatır, 1976 yapımı Hawmps da onun hayatından esintiler içerir.
Amerika’ya ilk Türk’ün ayak basmasından bu yana yaklaşık 150 yıl geçmiş. Bu topraklarda nüfusumuz ve nüfuzumuz gün geçtikçe artmış. Ancak hala istenilen düzeyde değiliz. Amerika’yla hiç sıcak bir savaş yasamamışız. Aksine ortak düşmanlara karşı beraber omuz omuza savaşmışız. Kore’de, Somali’de, Balkanlarda, Afganistan’da cephe arkadaşlığı, kötü gün dostluğu yapmışız. NATO içerisinde yıllardır aynı safta yer alıyoruz. Eski dostlarız hülasa. Ancak bu dostlar arasında her şey var, alış veriş yok. Ticaretimiz çok komik seviyelerde. 300 milyonluk Amerika ile ticaretimiz 30 milyonluk Irak ile olan ticaretimizden daha az. Amerika’nın toplam ihtalatı içerisinde payımız binde ikiler seviyesindedir. Amerika’nın mal aldığı ülkeler arasında Türkiye’nin sırası Bangladeş’ten sonra gelmektedir. ABD'ye 2010 yılı sonunda 3,8 milyar dolarlık ihracat, 12,3 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Tahminlere göre, 2011 yılının sonunda 4,4 milyar dolarlık ihracat, buna karşılık 16,5 milyar dolarlık ithalat olacak.
Türkiye 2023 yılında ilk 10 büyük ekonomi arasına girmek istemektedir. Şimdiki sıralaması dünya 16’ncılığıdır. 2023’te $500 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Amerika’ya düşen pay $100 milyar. Şimdi ihracatımız 4 milyar dolar civarında. Bu demek ki, 12 sene içerisinde ihracatımızın 25 kat artması gerek! Bu hedef tutturulabilinir mi? Çılgın Türkler isterse elbette fizik kurallarını zorlayabilirler. Ancak şimdiye kadar yaptıklarımızın tamamen tersini yaparak! Ezber bozma zamanı geldi de geçiyor. Şimdiye kadar yaptıklarımızı tamamen gözden geçirmek şart. Bir Türk bürokrattan duyduğum şu söz çok manidar: “30 yıldır Amerika ile ticaretin artırılmasını konuşuyoruz, henüz bir arpa boyu yol alamadık”. Esasında sorun da burada yatıyor. Onlarca yıl sadece Washington ile Ankara görüştü. Bürokrat bürokratla, siyasetçi siyasetçi ile konuştu. Herkes konuşuyor görüşüyor ama esas oyuncular ortada yok. Halbuki serbest piyasalarda, bu işi becerecek olanlar firmalar. Onların konuşması gerek. Onların tanışması ve yakınlaşması gerek.
Başkanlığını yaptığım Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM) işte bu amaçla iki ulke arasında firmalar arası ilişkiler kurmak, geliştirmek ve güçlendirmek için sınırlı kaynaklarla önemli girişimlerde bulunuyor. Geçen sene ATCOM büyük açılışı çerçevesinde Amerika ortağı olduğu MÜSİAD’tan 70 kişilik bir işadamı heyetini misafir etti. 6 eyalette görüşmeler yaptı. ATCOM bu sene de yine aynı sayıda MÜSİAD üyesi iş adamını ağırlıyor. Türkiye’nin hemen hemen her vilayetinden iş adamlarımız burada. Hem Amerika’lı hem de Türk iş adamlarıyla görüşmeler yapacaklar. 7 Ekim’de misafirler Philadelphia belediyesinin misafiri olacaklar. Şehrin en güzel noktasında Bilim Merkezinde (Science Center) Philadelphia Ticaret Odası ve Dünya Ticaret Odası’nın ev sahipliğinde Amerika’lı iş adamlarıyla görüşmeler ve anlaşmalar yapacaklar. 8 Ekim Cumartesi akşamı ATCOM MÜSİAD heyetine 6:30pm’de Manhattan’da New York ve New Jersey’de faaliyet gösteren Türk iş adamlarıyla bir tekne gezisi düzenlenecek. Haboken’dan kalkacak ATCOM üyesi Mustafa Kılıç’a ait Cornucopia gemisi iş fırsatlarının görüşüldüğü ve yüzlerce çapraz ilişkilerin kurulduğu yüzen bir mekan olacak. Geceye New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve ateşeler iştirak edecek. Gerçek oyuncular sahada bire bir markaj yapacak.
MÜSİAD Amerika’da. İkinci defa ATCOM’un misafiri oluyor. MÜSİAD genellikle muhafazakar iş adamlarımızdan oluşuyor. Bu topraklara ilk ayak basan Hacı Ali de mütedeyyin, muhafazakar, girişken bir insandı. Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle Amerika’da efsane oldu. Şimdi Hacı Ali’nin torunları 150 yıl sonra tekrar Amerika’da. Türkiye’nin tepelere çıkma hayali Amerikan pazarından geçiyor. Bu hayale şimdiye kadar doğuya yoğunlaşan MÜSİAD da kilitlendiyse bence bu iş pekala olur. İzmir’li Hacı Ali Kabe’yi ziyaret ettikten sonra Amerika’ya ayak bastı ve Amerika’ya damgasını vurdu. Belki de daha önce bu işe besmelesiz başladık. O zaman ya Allah ya Bismillah! Amerika seni kesin fethedeceğiz!
Facebook Yorum
Yorum Yazın