Muhacir, Türkçe`ye Arapça`dan geçen ve tehcire yani zorunlu göçe uğramış, bir yerden başka bir yere göç ederek gelen kişiler yani göçmenler için kullanılır.
Son günlerde Suriye üzerinden gelen göçmenler yeni tabiri ile mülteciler aslında gözümüzün önündeler ama onlar yokmuş gibi yaparken aslında kendimizinde muhacir olduğunu ne çabuk unutuyoruz. Orta Asyanın bozkırlarından kuraklık ve başka sebeplerle bu diyarlara göçtüğümüzü ne çabuk unutuyoruz. Veyahut 93 Harbinde Rusların zulmünden korkup kaçmadık mı Romanya’dan, Kafkasyadan. Sonrasında Osmanlı dağılırken Balkan savaşlarıyla Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Yugoslavya dan . Ve dahasında Yemen’i, Hicaz’ı ,Libya’yı,Şam’ı ,Halep’i ,Musul’u, Kerkük’ü terk etmedik mi? İşin aslı biz babadan muhacir değilmiyiz? Yani cennet’den yeryüzüne kovulduğunda Adem babamız ve Havva annemiz yeryüzüne muhacir değilmiydi. İşte muhacir geldik muhacir gidiyoruz bu hayatta.
Bu nedenle Aylan bebeğin hazin durumu vicdanlarımızda derin üzüntülere sebeb olmasa hatırlamayacaktık belki ülkemizde yaşayan üç milyon Suriyeli muhaciri. Belki devlet nasıl olsa kamplar da bakıyor olarak görecektik. Ya da birkaç göçmen teknesi batınca adli bir vaka olarak içselleştirecektik.
Temmuz ayındaki yazımda sizlere kısaca özetlemiştim aslında Halep senin olmayınca Şam’a Şam olmadan Kudüs’e , Kahire’ye , Mekke’ye, İstanbul’a huzur gelmez demiştim. O yazıdan sonra çok hızlı gelişmeler oldu tabi yakın coğrafyada. Özellikle ülkemizde Pkk ve İşid kaynaklı terör olayları oldu ve Türkiye ABD ile anlaşarak Suriye ve Irak’da İşid’le mücadele için İncirlik Üssünü kullanıma açtı. Bu aşamada daha fazla kitle göçü olmaması için Türkiye’nin önerdiği güvenli bölge önerisi bir ileri iki geri vites uygulamaya sokuldu. Sonuçta herkesin kendi gizli ajandasında belirlemiş olduğu stratejik hedefleri var. Abd açısından bugünlerde basına yansıyan Ypg ile İşide karşı askeri sıcak temasa başladılar haberleri sizde bir takım fikir oluşturuyor sanırım. Lazkiye’de boy gösteren Rus tankları ve savaşçıları bunun devamı. Eğit donat projesininde aslında batı tarafından bir oyalama taktiği olduğu ortaya çıktı.
Muhacirler konusuna dönecek olursak bu meseleyi Suriye üzerinden konuşursak savaşdan tabi ki bütün kesimler etkileniyor. Fakat göçe gelince ne yazık ki Suriye’de 20 milyon sunni blok göçe tabi tutulmakta şu ana kadar 7 milyon kişi yerlerini terk etti. Siz bakmayın Avrupa’nın göçmenlerle ilgili ağlamalarına sızlamalarına kendi çıkarlarına gelen eğitim görmüş kaymak tabakayı içlerine çoktan aldılar. Özellikle Almanya üzerinden konuşursak zaten iki milyon yeni işgücüne ihtiyacı var. Yani kısacası bu genç nufusa ihtiyaçları var. Ağlamaları ve sızlanmaları timsahın avını yerken gözyaşı dökmesine benziyor. Burada sorulması gereken en önemli soru Suriye’de bu kaosun devamıyla sağlanmak istenen şey aslında bu göçü sağlamak mı? İşte tam bu sorudan sonra başka bir soru geliyor insanın aklına. Bu insanların boşalttıkları yerlere kimleri yerleştireceksiniz? İşte zurnanın zırt dediği yer burası. Bağımsız bir Kürdistan için alan açılıyorsa maalesef bu coğrafya da kan ve göz yaşı devam edecek demektir.
Hayırlı işler dileği ile Allah yar ve yardımcımız olsun.
Facebook Yorum
Yorum Yazın