Ülkemiz son aylarda çok enteresan gelişmelere şahit oluyor! 1 Kasım seçimlerinin bitmesinden hemen sonra tam istikrara kavuştuk diyecekken bir Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi sonucu yeni bir kriz ve tartışma sürecine girdik. Bu olay yani Rus uçağının düşürülmesi bir çok konuda hayra vesile oldu diyebiliriz. Zira kim milli kim değil; kim şahsi menfaatlerini müstevlilerin (işgalcilerini) menfaatleri ile tevhid edebiliyor bunu görmüş olduk.
100 yıl önce “Edirneye Enver gireceğine Bulgar girsin” diyenlerin 100 yıl sonraki iz düşümlerini, versiyonlarını yakinen görmüş olduk.
Farklı görüş ve partilere gönül vermiş olabiliriz. Farklı ideoloji ve paydaşlarımızda olabilir ama bir çatının altında beraber yaşıyoruz. Bir gemi de beraber yolculuk yapıyoruz. Gemiyi delenler varsa gemi batacak demektir. Geminin batmasını engellemek için gemiyi delenlerle mücadele ediliyor. Yine bu geminin içinde olanlardan bir kısmı diyor ki bırakın delsinler geminin tabanını ve Gemi batsın..! Böyle bir şey söylenebilir mi? Sen de batacaksın be Ahmak! Peki sen kendini düşünmüyorsun diye geminin tamamını oluşturan yolcularda mı düşünmeyecek kendini. O zaman sen engel olursan azınlık olarak gemiyi delenlerle mücadeleye; çoğunluk da seninle mücadele edecek demektir, bilmem anlatabiliyormuyum Mütareke Aydınlarına? Bakın bu ülke den üç isim vereyim üçünün de birbiri ile alakası yoktur.. ama üçü de milli çıkarlar olduğunda ideolojileri ve küçük hesapları bırakır gemi yi delen, batırmak isteyenlerle mücadele ederler. Baykal, Bahçeli ve Metin Feyzioğlu. Teröre karşı milli hareket ederler ama onlarda Erdoğan düşmanı, muhalifi ama Devletinin yanındalar. Sen askere polise çoluğa çocuğa bomba atanları katledenleri savunur ve Devleti onlarla yani teröristlerle eş değer tutarsan Devlet de seni Teröre destek vermekten alır yargılar ! Bilmem anlatabildim mi ?
Facebook Yorum
Yorum Yazın