İçinde bulunduğumuz 21. Yüzyılda Müslümanların durumuna bir göz attığımızda şunları görürüz; maalesef mezheplere, fırkalara, cemaatlere, tarikatlara ve farklı farklı meşreplere bölünmüşüz. Manzara hiç de iç açıcı değildir. Bu farklılığı rahmet diye görenler var hala! Oysa içinde bulunduğumuz bu durumun neticeleri vahim ve ağırdır. Mezheplerini din edinmiş bu fırkalar, ne yazık ki bugün kelle kesiyorlar… İnsanlığı yeniden inşa etmek üzere Rabbimizden indirilen Kur’an’ın inzal tarihinde manzara yine aynıydı. Bizden önce kitap ehli olanlar da mezhep ve fırkalar ayrılmış, birbirlerini dışlıyor ve öldürüyorlardı. Bizimde onlar gibi parçalanmamayı öğütleyen Allah peygambere ve müminlere hitaben şöyle emrediyor;
“Dinlerini parçalayan ve gruplara ayrılanlardan olmayınız! Her grup, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.” Rum suresi 30/32
“Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.” Enam suresi 6/159
Peki, biz ne yaptık?
Daha beterini değil mi?!
Bugün içinde bulunduğumuz durumumuzun kaynağı veya sebebi ne acaba..?
Sebebi gayet açık; Müslümanlar dinde kaynak olarak Allah’ın kitabını yeterli görmediler ve ne olduysa ondan sonra oldu. Dine referans olarak, delil olarak şeyhini, cemaatini veya mezhebini gördü. Oysa Allah’ın kitabı bize kesin bir emirle sadece ve sadece kendisini, Kur’an’ı referans almayı ve ona itaati emrediyor!
“(Ey Muhammed) Bu kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için, sana indirilen bir kitaptır. Onun için bunu tebliğ ederken, kâfirlerin karşı gelmelerinden ve görevinin zorluğundan dolayı kalbinde bir sıkıntı olmasın. Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun, O’ndan başka lider ve önderlerin (velilerin) ardından gitmeyin. Bu öğüdü ne kadar da az tutuyorsunuz aklınızda.” Araf suresi 7/2-3
Buna karşın peygamberimizin uyduğu ve referans aldığı, onunda itaat ile emredildiği şey sadece Kur’an’dır. Onun içindir ki peygamberimiz, vahyin diliyle benim dosdoğru yolum budur, buyurmuştur.
“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye
emretti.” Enam suresi 6/153
Allah bizi tek ümmet yaptı. Yani hiziplere ve mezheplere ayırmadığı halde, biz niye ayrıldık?!
Kimden korktuk ve kime sarıldık?!
Kimden şefaat bekledik ve kime sığındık?!
“İşte sizin ümmetiniz bir tek ümmettir ve Ben de sizin Rabbinizim; öyleyse benden korkup-sakının.” Mü’minun suresi 23/52
Esasen reçeteyi ehli kitap için veren Allah, aynı sorun için bizlere de vermiştir. Ve yine bizi kendisinin indirdiği kitaba yönlendirmiştir. Bizim kurtuluş reçetemiz bu olsa gerek…
“Biz bu kitabı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik.” Nahl suresi 16/64
Bizler de ancak ve ancak Allah’ın indirdiğine sarılır ve onunla amel edersek kurtuluşa erebiliriz. Onun için rabbimizin öğütlerini dikkate almak, öğrenmek ve uygulamak zorundayız. Birbirimizi çekiştirmeyip tefrikalara bölünmemeliyiz. Rabbimiz yüce Kur’an’da şöyle buyuruyor;
“Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” Enfal suresi 8/46
Reçeteyi uygulamamızı isteyen büyük öğreticinin bizde hakkı var. Ve onun hakkını kendisine vermeliyiz ki doğru yola ulaşalım ve kardeş olalım;
“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” Ali imran sursi 3/103
O halde ey insanlar!
Ey mezhepliler!
Ey cemaatler!
Ey tarikatlar!
Ve ey partili ve firkatler!
Şu sese kulak verelim;
“Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil geldi. Size apaçık bir nur olan Kur’an’ı indirdik. Allah’a inanıp ona sarılanları o, kendi rahmetine ve ihsanına alacak ve onları doğru yola sevk edecektir.” Nisa suresi 4/174-175
Facebook Yorum
Yorum Yazın