İnce hesap yapıcıların aylardır tape diye öne sürdükleri delil olarak gösterilen belgelerin gerçekliği ve Trabzonspor’un bahse konu tapelerinin mahkemeye sunulmaması işi daha da çetrefilleştirecek.Tabi Yargıtay süreci ile beraber taraftarı sokağa dökme çabalarıda cabası. İstihbarat örgütlerinin spor kulüpleri üzerinde nasıl dizayn operasyonu yaptığı apaçık ortada..
Geçenlerde vefat eden araştırmacı yazar Aytunç Altındal’dan dinlemiştim ‘’Türkiye 2. Dünya Savaşı’na girmekte kararsızdı. Ortalık ajan kaynıyordu. Bir de spor kulübü kisvesiyle Yahudiler’i Filistin’e taşıyan gizli teşkilat vardı. Bugünkü Hapoel Haifa, o gün Hapoel İstanbul’du.
Hollanda’nın ünlü Ajax kulübü de bu amaçla İstanbul’da kuruldu. Beşiktaş, Anadolu’ya silah kaçırıyordu. Babam da, bu teşkilatın içindeydi. Siyah-beyazlılar, bu nedenle Kuvay-ı Milliye’nin takımıdır. Galatasaray'ı Masonlar, Fenerbahçe’yi ise Rum kopiller kurdu. ABD’li ünlü casus Allen Dulles, İstanbul’a gelerek istihbarat ağı oluşturdu. Türkiye’ye ‘Yellow’ yani ‘Sarı’ kod ismini verdi. Yazışmalarda “Harem’den alınan bilgiye göre” ibaresi vardı. Bütün belge ve bilgiler, sadece onun üzerinden Amerika’ya gidiyordu... Harem kod adlı ünlü Türk yönetici, Başbakan Şükrü Saracoğlu’ydu...’’ Evet bugün milyonlarca taraftar kitlesi olan futbol kulüplerini yönetmek ekonomik ve siyasi güç olarak ağırlığı tartışılmaz. İşte Yargıtayın onadığı dava şike davası değil bu güce kimin sahip olacağının savaşı.
Malumunuz Fenerbahçemiz de Türkiye’nin en büyük kulübü olunca işler karışıyor. Biz futbolsever olarak tek derdimiz bunlardan futbolun kurtulması sadece futbol seyredeceğimiz günleri dört gözle bekliyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın