“ Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum”
Bu dizeleri hatırlayanınız var mıdır bilmem ama en azıdan Sayın Başbakanın meclis kürsüsünden okuduğunu duyanınız olmuştur.
Tam da barış sürecinde söylenecek bir söz. Barıştan anlamak için savaşın ne demek olduğunu bilmek gerekir. Barışı en iyi anneler bilir, oğlu çocuk yaşta özgürlük adına dağa çıkan anne bilir, idealleri olan, sevgilisi olan ellerine kına yakılarak yolcu edilen askerin annesi bilir, her çatışma haberinden sonra oğlunun acı haberi gelmesin diye dua eden anneler bilir barışın ne olduğunu.
Babalar bilir barışı, emekli maaşıyla işçi maaşıyla okutmaya çalışırken çocuklarını, yolunu kesen savaştan kaçan baba bilir. Göçe zorlanan köylü bilir. Silah alıp devlete destek olup mermi sıkmazsa, köyü yanacak olan korucu bilir barışın ne olduğunu. Yada tam tersi olduğunda yanacağını.
Ekmek parası çıksın diye, besmeleyle açarken dükkânını, “Kepenk kapat” diye baskı görüp ah çeken esnaf bilir barışın değerini.
Köyün koyunlarını otlatmak için yaylaya giderken “Teröriste benzeyen kıyafet giyme suçu” işlediğini bilmediği için öldürülen çobanın karısı çocukları bilir barışın anlamını.
Atomu, karekökü, edebiyatı, tarihi anlatmak için gittiği köyde patlayan roket sesleriyle, ideallerini kaybeden öğretmen bilir barışın kıymetini.
Mahalle düğününde kürtce türkü söylediği için terör yandaşı olduğu anlaşılan mahalli sanatçının, işkenceden moraran bedeni anlatır barışın renklerini.
Bankalara gırtlağına kadar borçlanarak aldığı kamyonuyla ilk seferini yaparken, yakalandığı yol kesme eyleminde aracı yakılan şoför bilir barışın ne vazgeçilmez olduğunu. Siz nerden bileceksiniz.
Baldıran zehri de olsa bu işi çözeceğiz diyen başbakana bakarken, yüzü kızarmayan ve savaş adına tek bir sigarası yanmamış, tek kuruşu batmamış olanların barış denince sırıtmalarını anlıyoruz tabi.
Bir tarafta kirli bir savaşı bitirmek için mücadele eden gönüllü yada gönülsüz insanlar varken, öte yandan yeni kavgalar tetiklemeye çalışanların varlığını görmek son derece mide bulandırıcı.
Nereye varmaya çalışıyorlar bilmem ama bunca yaşanmışlıktan sonra bu ucuz numaraların bu halkta maya tutmayacağı aşikârdır. Öte yandan muhalefet partilerinin genel merkezlerinin barış aleyhine söylediklerine rağmen, parti tabanlarının ezici çoğunluğunun da süreci desteklediği, yapılan anketlerle sabit. Bu çığ gibi durmadan büyüyerek gelen bir barış olacak, karşısında duran herkes sürecin altında kalacaktır. İnanmayan varsa denesin bakalım barışa karşı durmayı da görelim.
Öte yandan Dersim katliamında idam edilen Seyit Rıza’nın Türk olduğunu ve Alevilerin Türkoğlu Türk olduğunu, Kürtlerden alevi olmadığını söyleyen ve bu saatten sonra Alevi-Kürt polemikleriyle süreci bulandırmaya çalışan CHP Milletvekili Kamer GENÇ’inde boş işlerle uğraşmaması gerektiğini belirtmek istiyorum.
Neyse, Akil adamlar ve süreç için, doğu-batı kardeşliği için çalışanlara teşekkür etmekle birlikte diyelim ki, “Memleket isterim Kardeş kavgasına bir nihayet olsun…”
Facebook Yorum
Yorum Yazın