Bu kez makale yazısını matematik konulu filmlerden seçmek istedim .İnternette biraz araştırma yapınca birkaç film ismine ulaştım .Belki aralarında izlemiş olduğunuz filimler de olabilir. Matematik ve edebiyatın ortak noktalarından biri hayal gücü ve bu hayal gücünü kullanabilmektir. Hem sanatçılar hem de bilim insanları, eserlerini önce hayal ederler sonra oluştururlar. Özellikle matematikte geometri alanında üç boyutlu hayal gücünü kullanabilmek çok önemlidir. Sinemada ise Edebiyat ve Matematik ikisi de birleşince ortaya bu güzel ve başarılı eserler ortaya çıkmıştır. Eğer Matematiğe biraz ilginiz varsa sayılarla aranız iyiyse ya da bulmacaları seviyorsanız ; severek izleyeceğinizi düşündüğüm matematik konulu filmleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Pİ (1998)
Bir matematik dehası olan Max sorunlu bir kişiliğe sahiptir ve insan hayatını belki de en önemli buluşuna ulaşmak üzeredir. Son on yıl boyunca sayısal olarak tabiatın bir kodlama sistemine sahip olduğunu keşfetmiş fakat bunu çözmeyi başaramamıştır. Herşey ama herşey onu bir tek sonuca götürmektedir. Ulaştığı sonuç onu daha büyük kaoslara bunun da ötesinde problemin merkezi olarak kendine yöneltmektedir. Bulduğu sır için belki de insanlar birbirlerini bile öldüreceklerdir. Bunu herkesten saklamalıdır. Max zincirin ilk halkası olan kodu kırmayı deneyerek bu riski yok etmeye karar verir.
Pi, Darren Aronofsky’ın yönetmenliğini yaptığı 1998, ABD yapımı bağımsız bir filmdir. 1998 Sundance Film Festivalinde En İyi Yönetmen ödülü almıştır.Film 60,000 Dolar gibi küçük bir bütçeyle yapılmasına karşın ABD’de 3 Milyon Dolardan fazla hasılat elde edebilmiştir.
Akıl Oyunları (2001)
Nash, öğrencilik yıllarından itibaren hayaller görmeye başlar. Mezuniyetinden sonra, zamanla paranoid şizofreni olur; fakat hasta olduğunun farkına varamaz. Bir konferans sırasında aniden bir psikiyatristin karşısına çıkması ile olaylar zinciri değişir. Hastaneye yatar ve bu nedenle akademik çalışmalarından uzaklaşır.
Hastalığı kendi çocuğuna zarar vermesine neden olacak noktaya gelince eşi yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini düşünür. Uzun süre hasta olduğunu kabul edemese de sürekli gördüğü kız çocuğunun hiç büyümediğini fark eder. Bu durum onun hastalığını kabul etmesini sağlar. Nash, yaşadığı hayali gerçekleri görmezden gelerek onlarla yaşamaya çalışacaktır. Gördüğü tedaviler etkili olmasa da eşi ve eski iş arkadaşlarının desteğiyle her şeye yeniden başlar. Kendi akıl hastalığını yine kendi aklı ile dizginleyerek akademik çalışmalarına yeniden hız verir. Tekrar üniversitede ders vermeye başlar. Sonunda gösterdiği sıra dışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder ve tarih bu müthiş dehaya, akıl hastalığını yine aklıyla yenerek hayatının geri kalanını bilime adamasından ve hastalığının başlamasından evvel yaptığı buluşlardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülünü armağan eder.
Fermat’s Room – Kapan (2007)
Benim de matematikçi olmaya karar vermeden önceki yıllarda izlediğim ve kesinlikle tavsiye ettiğim bir film. Gerilim, heyecan, merak uyandırma… bu filmde herşey var. Başta sıkıcı olsa da izleyici içine çeken bir film. Fermatın son teoremi de film konusu içinde.
Kapan yönetmenliğini ve senaristliğini Luis Piedrahitaile Rodrigo Sopeña’nın üstlendiği, gerilim ve gizem türlerindeki 2007 çıkışlı İspanyol filmi. Başlıca rollerinde Alejo Sauras, Elena Ballesteros, Lluís Homar, Santi Millán ve Federico Luppi’nin yer aldığı film; kendilerine gönderilen mektuplarla bir eve davet edilerek bir bulmacayı çözmesi istenen üç matematikçi ile bir mucidin, duvarları giderek daralan bir odada kapan kısılması ve odadan kurtulmak için bulmacayı çözmeye çalışmaları sırasında yaşananları konu almaktadır.
Oxford Cinayetleri (2008)
Oxford Üniversitesi’nin şöhretli profesörlerinden Arthur Seldom ve heyecanlı ama müthiş zeki öğrencisi Martin’in sıra dışı bir uğraşları vardır. Matematiksel sembolleri çözmeye, aklın sınırlarını zorlamaya çalışıyorlardır. Fakat ikisi de beklemedikleri bir anda kendilerini seri cinayetlerin ortasında bulurlar. Matematiğin sırlarını ve felsefenin gizemlerini içeren oldukça başarılı bir eserden uyarlanan bu filmin yönetmen koltuğunda
İspanya’da çektiği filmlerle dikkat çeken Álex de la Iglesia var.
Yapay Oyun – Enigma (2014)
Baştan ifadem edelim matematik tarihi için özellikle de bilgisayar ve kodlama tarihi için önemli bir film ve gerçek bir hikayedir.
Film, Alan Turing adlı matematikçinin II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin kullandığı Enigma kodunu çözme çabasını anlatır. Hükümet tarafından bu iş için ülkenin en önemli matematikçileriyle beraber seçilen Alan Turing grubun en hırslısı, aynı zamanda en zekisidir. Ancak zeki olduğu kadar da anlaşılması zor birisidir. Bu anlaşılmazlık grubu ve çevresindekileri ile arasında sorunlara yol açacak, başının belaya girmesine sebebiyet verecektir. Her şeye rağmen ülkesinin ve müttefiklerin geleceği ona bağlıdır. Karakterinden ödün vererek takım çalışmasına katılmalı ve bu şifreyi çözmelidir.
İyi seyirler
Sağlıkla mutlulukla kalın…
Facebook Yorum
Yorum Yazın