Son yıllarda ürün ya da hizmet üreten tüm firmalar marka oluşturmanın, pazarda bir marka yaratmanın ekonomik yarışta çok önemli bir faktör olduğunu biliyor. Teknolojik gelişmeler ve küreselleşmeye paralel üretim sürecindeki farklılıklar büyük ölçüde ortadan kalkarken, firmalar, marka yaratarak rakipleriyle aralarında ciddi mesafeler yaratabileceklerini görüyorlar. Ancak, firmaların marka oluştururken işin tanıtım ve reklam boyutunun yanında hukuki boyutunu, sınai haklar açısından nelere sahip olabileceklerini gözden kaçırmamaları gerekiyor. Rekabetin yoğun yaşandığı gıda sektöründe marka belki de en çok konuşulan konuların başında geliyor.
Ülkemizde Türk Patent Enstitüsü’nün kurulmasıyla birlikte yapılan düzenlemelerle büyük bir ilerleme sağlanan ve patent, marka ile endüstriyel tasarım tescillerini içeren sınai haklar konusunda iş dünyası yeterince bilgi sahibi değil. Üretilen, pazarlaması yapılan ürün ve hizmetlerde kullanılan ve kullanılması düşünülen markanın veya markaların her şeyden önce yasal zorunluluk gereği tescilinin alınması gerekiyor. Tescil işlemiyle de marka yasal olarak koruma çemberine alınıyor. Marka üzerinde hak iddiasının etkin olarak ileri sürülebilmesi marka kullanılmadan ve tanıtımı yapılmadan önce tescilinin alınması ile mümkün olabiliyor. Tescili alınacak marka bir anlamda geleceğe yönelik yatırım olduğu için seçiminde birçok kriterin dikkate alınması gerekiyor. Markasını tescil ettirmek isteyen bir firmanın daha yolun başında resmi işlemlere başlamadan önce, konusunda uzman bir vekil firmayla çalışmasında büyük yarar var. Tescilden önce o markayla ilgili ön araştırma yapılması, resmi prosedür konusunda doğru bilgilenme profesyonel bir marka vekiliyle çalışmanın sağlayacağı iki önemli avantaj.
Ülkemizin bulunduğu bölge ve coğrafi yapısı itibariyle özellikle dünya geneline hemen hemen her çeşit tarım ve gıda ürününü üreterek, pazarlamak mümkün. Özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren ya da bu sektöre girmeyi planlayan kuruluşların, ürünlerinde kullanacakları markanın, telaffuz kolaylığı, değişik bölgelerde farklı anlama gelip gelmediği, pazarlanacak ürün veya hizmetle bütünlük sağlayıp sağlamadığı, ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesi veya bölgesi v.b gibi noktaları dikkate almaları gerektiğini unutmamaları gerekiyor. Burada sözünü edilen özelliklerin dışında tescil ettirilecek markanın, sadece bir bölgeye yönelik olmayacağı dikkate alınarak, değişik bölge ve ülkelere de hitap edeceği öngörülerek oluşturulması gerekir.
Bu bağlamda markalarımızı oluştururken, hem hedef kitlemizin, pazarın algısına uygun seçimler yapmayı hem de değerlerimiz olan markalarımızı korumayı unutmayalım.
Güzel günler dileklerimle
Ülkemizde Türk Patent Enstitüsü’nün kurulmasıyla birlikte yapılan düzenlemelerle büyük bir ilerleme sağlanan ve patent, marka ile endüstriyel tasarım tescillerini içeren sınai haklar konusunda iş dünyası yeterince bilgi sahibi değil. Üretilen, pazarlaması yapılan ürün ve hizmetlerde kullanılan ve kullanılması düşünülen markanın veya markaların her şeyden önce yasal zorunluluk gereği tescilinin alınması gerekiyor. Tescil işlemiyle de marka yasal olarak koruma çemberine alınıyor. Marka üzerinde hak iddiasının etkin olarak ileri sürülebilmesi marka kullanılmadan ve tanıtımı yapılmadan önce tescilinin alınması ile mümkün olabiliyor. Tescili alınacak marka bir anlamda geleceğe yönelik yatırım olduğu için seçiminde birçok kriterin dikkate alınması gerekiyor. Markasını tescil ettirmek isteyen bir firmanın daha yolun başında resmi işlemlere başlamadan önce, konusunda uzman bir vekil firmayla çalışmasında büyük yarar var. Tescilden önce o markayla ilgili ön araştırma yapılması, resmi prosedür konusunda doğru bilgilenme profesyonel bir marka vekiliyle çalışmanın sağlayacağı iki önemli avantaj.
Ülkemizin bulunduğu bölge ve coğrafi yapısı itibariyle özellikle dünya geneline hemen hemen her çeşit tarım ve gıda ürününü üreterek, pazarlamak mümkün. Özellikle gıda sektöründe faaliyet gösteren ya da bu sektöre girmeyi planlayan kuruluşların, ürünlerinde kullanacakları markanın, telaffuz kolaylığı, değişik bölgelerde farklı anlama gelip gelmediği, pazarlanacak ürün veya hizmetle bütünlük sağlayıp sağlamadığı, ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesi veya bölgesi v.b gibi noktaları dikkate almaları gerektiğini unutmamaları gerekiyor. Burada sözünü edilen özelliklerin dışında tescil ettirilecek markanın, sadece bir bölgeye yönelik olmayacağı dikkate alınarak, değişik bölge ve ülkelere de hitap edeceği öngörülerek oluşturulması gerekir.
Bu bağlamda markalarımızı oluştururken, hem hedef kitlemizin, pazarın algısına uygun seçimler yapmayı hem de değerlerimiz olan markalarımızı korumayı unutmayalım.
Güzel günler dileklerimle
Facebook Yorum
Yorum Yazın