Arz yüzeyinde enerjinin stoklarındaki her geçen günkü azalışı, buna mukabil enerjiye her geçen gün artan ihtiyaç enerjinin her geçen yıl, ay, gün hatta an be an önemini artırmaktadır.
Arz içindeki fosil atıklar diyebileceğimiz petrol, kömür, doğalgaz türü rezervlerin ortalama petrol için 30-40, kömür için 80-100, doğalgaz için ise 120-130 sene ömrü olduğunu düşünürsek sadece bunlara bel bağlayan bir ülkenin önümüzdeki yüzyıl (yani en fazla 22.asır) işi çok zor demektir. İşte yenilenebilir veya tekraredilebilir dediğimiz bu fosil enerji kaynaklarının dışındaki enerji kaynaklarının varlığı insanlığın imdadına yetişmektedir. Bu yenilenebilir enerji kaynaklarının en başlıcalarından biri de Güneş enerjisidir. Diğerleri hepimizin malumu rüzgar, akarsu, hidrojen, atık, jeotermal v.s. dir. Diğerlerinden az veya çok ülkemizde yararlanılırken güneş de aşağı yukarı istifade sıfır (0)dır der isek abartmamış oluruz. Zira 4 yada 5 MW civarında kurulu güç olduğunu biliyoruz. Bu sıfır demektir. Pekiyi bu kadar önemli bir enerji kaynağı olan güneşden biz Türkiye olarak yani güneşi dünyada en iyi alan ülkelerden biri olarak istifade etmememiz mümkün müdür? Bunu akıl ve bilim ile izah edemeyiz. Türkiye gibi her yıl % 7-8-9 veya 4-5 ne ise ekonomik büyümeye sahip olan bir ülke nasıl karşılayacaktır bu enerji ihtiyacını veya enerji açığını?
Ülkemiz yıllık 50-60 milyar dolar enerji ithal eden ve bu rakama yakın veya civarında enerji açığı olan bir ekonomiye sahiptir. Şayet Türkiye enerjisinin %70-75 civarındaki bir kısmını ithal etmek zorunda kalmayıp da kendi imkanları ile üretse ve kullansa çok rahatlıkla cari açığımız kapanıp borçsuz hale gelebiliriz. Nasıl ki şuan IMF'ye olan borcumuz sıfırdır nerede ise (şubat ayında sıfırlanıyor) cari açığımızda sıfır olacağı günler hayal değildir.
İşte bu sebeple Mardin MÜSİAD Şube Başkanlığı ile benim acizane başında olduğum MÜSİAD Enerji ve Çevre Sektör Kurulu'nun beraberce düzenlediği "Güneş'in Gücü Enerji ve Çevre" isimli Türkiye istişaresi sebebi ile Mardin'de idik.
Mardin; yâni medeniyetlerin, dillerin ve dinlerin kesiştiği Mezopotamya'nın kilit şehrinde idik. Mardin şahsımızda elektrik sektörü ve MÜSİAD Enerji ve Sektör Kurulunu adeta bağrına bastı... İşadamı ile, özel sektörü ve bürokrasisi ile Mardin'de değil de kendimizi evimizde hissettik.
Orada gerek benim ve Enerji ve Çevre Sektör Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımın gerekse de siyasetimizin genç ama tecrübeli yüzü Sayın Süleyman Soylu'nun üzerinde durduğu konu hep birbirine yakın ve yukarıda saydıklarımdı. Ben burada konuşmalarımızın teknik analizini yapmadan bir tek konu üzerinde duracağım. Sanırım meramımı anlatmayı becerebilirim.
Ülkemizin yıllık enerji tüketimi 225-230 milyar kW/h yani 230.000 MW civarıdır. Bu 2012 yuvarlak tahmini rakamıdır. Hedeflenen 2023 yılı tüketimi ise 500 milyar kW/h yani 500.000 MW'dır. Keban Barajı'nın ise üretim kapasitesi 2400 MW (yani 2.400.000.000 kW/h) 'dır.
Bu çerçevede düşünürsek; Türkiye'nin sahip olduğu 780.000 km2 alanda tam kurulu bir kapasite ile güneş enerji santralleri, panelleri vasıtası ile üretebileceğimiz enerji kaynağı 380 milyar kwh (yani 380.000 MW)'dır. Bu rakamın neye tekabül ettiğini sanırım idrak ederiz.
Hadi biz bunun yarısını üretebilelim. 1/3'ünü üretebilelim. 1/4'ünü üretebilelim. Bu dahi cari açığımızı kapatacak bir elektrik üretimi için bir başlangıçtır.
Bunlar için Mardin'de idik. Dostlarımızla, bürokrat ve iş adamlarımız ile bunları konuştuk.
Türkiye'nin en çok güneş alan illerinden biri olan Mardin'de bir Güneş enerjisinden elektrik üretimi seferberliği başlatılmasının zaruretinde karar kıldık. Mardin'in suyu, akarsuyu, rüzgarı yok ise Allah bu güzel ve tarihi ilimize güneş nimetini vermiş dedik. Bu konuda ihtisas sahibi Enerji ve Çevre Yönetim Kurulu üyelerimiz neler yapabileceklerimizi izah etmeye gayret gösterdiler. Ben buradan bizi Mardin'in geleneksel ev sahipliği ve misafirperverliğinin üstünde bir gayretle bağrına basan, geniş gönüllerine dahil eden Kürdü, Türkü, Zazası ve Arabı ile tüm Mardinlilere teşekkürü bir borç biliyorum.
Mardin MÜSİAD Şube Başkanı değerli kardeşim Sayın Mehmet Ali Dündar nezdinde tüm Mardin MÜSİAD gönüldaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Bizi birarada tutan işte bu gönüldaşlık ve kardeşlik duygularıdır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın