Batının izlediÄŸi siyaset ve politikalar gösteriyor ki, önümüzdeki zamanlar da ülkeler arası iliÅŸkiler daha da gerilecek. Bu gerginliÄŸe sebep ise gücün yer deÄŸiÅŸtirmesi.
Türkiye’nin siyasi hamlelerine alışık olmayan ve OrtadoÄŸu’da ki gücün batıdan doÄŸuya doÄŸru Türkiye’nin de merkezde olduÄŸu Avrasya coÄŸrafyasına geçiyor olması, batıyı çok germiÅŸ vaziyette.
Adalet er ya da geç bir gün tecelli eder.
Arada sıkışan Amerikan derin devleti, kendi halkından darbe yedi. Bir zalimi ondan daha baskın bir zalim alt edebilir cümlesinin gerçeÄŸe dönüÅŸtüÄŸü zamandır Kasım 2016 seçimleri.
OrtadoÄŸu’da, reytinglerde istediÄŸini alamayan siyonist aklın 11 Eylül’le baÅŸlattığı uzun soluklu dizi, sezon finalinin ardından yayın hayatına son verecek.
11 Eylül 2001 saldırıları sonun baÅŸlangıcıydı. Amerikan kamuoyunu esir alan siyonist akıl Kasım 2016’da milli Amerika’dan darbe yedi. 11 Eylül’ün intikamını alan Amerikan halkı, siyonist aklın baÅŸkenti olan Ä°srail ile yol ayrımına girdiÄŸini geçtiÄŸimiz günlerde BirleÅŸmiÅŸ Milletlerde Ä°srail’e karşı alınan kararla dile getirmiÅŸ oldu.
Büyük oyun;
2,5 trilyon dolarlık bir kaybı örtbas etme, mükemmel bir planla ikiz binaların yıkılması ve yıkım maliyetinin ortadan kalkmış olması, olaylardan kısa bir süre önce binaların sigortalanması, Arap Baharı, OrtadoÄŸu’da Ä°srail’in güvence altına alınarak etrafında tehdit gördükleri tüm ülkelerin bertaraf edilmesi, Ä°slamofobi algı temelinin atılması, OrtadoÄŸu ve Afganistan iÅŸgalini meÅŸrulaÅŸtırma adına çoklu amaç barındıran bir plandı 11 Eylül saldırıları.
Devam;
EÄŸitim yıllarımı geçirdiÄŸim üniversitenin karşısında bulunan devasa binalar, tüm Manhattan adasına hakim bir noktada zenginliÄŸin ve gücün eseriydi.
Ä°nsanoÄŸlunu etki altında bırakan modern tarihimizin en karanlık olaylarından. Benimde yaÅŸadığım New York ÅŸehrinin sembollerinden sadece biriydi ikiz kuleler. “Yeni Dünya Düzeninin” simgesiydi.
Çok konuÅŸuldu, çok yazılıp çizildi. Kimi iddialara göre; 11 Eylül saldırıları Amerikan Devletinin OrtadoÄŸu’ya yapacağı iÅŸgal saldırılarını meÅŸrulaÅŸtırmak dolayısıyla kendi halkı ve dünya milletlerini ikna etme amacıyla tasarladığı bir senaryoydu.
Bu senaryo yıllar sonra New York Times’ın yaptığı anketlerede yansımıştı. Her 4 kiÅŸiden 3’ü hükümetin 11 Eylül saldırılarıyla ilgili söylemlerini eksik ya da ÅŸüpheli bulduÄŸu kanaatindeydi.
Amerikan hükümeti 11 Eylül 2001 “Dünya Ticaret Merkezi” saldırıları sonrasında (homeland security) “ülke iç güvenliÄŸi” adı altında tüm ülkede olaÄŸan üstü hal ilan edip “Amerika Terörle SavaÅŸta” propagandasıyla terör üzerine savaÅŸ politikası baÅŸlattı.
Olayların ardından Amerikan medyası top yekün savaÅŸ çanları çalmış, psikolojik manipülasyon haberlerle olayların arkasında ki suçlunun Saddam Hüseyin’in olduÄŸu algısını Amerikan halkının beynine kazımıştı.
Bush hükümeti ikiz kule saldırılarının ardından OrtadoÄŸu’da Irak’a ve Afganistan’a savaÅŸ açarak topraklarını iÅŸgal etti. Bu iÅŸgaller sırasında ve sonrasında ne kendi kamuoyunun ne de diÄŸer dünya ülkelerinin sesi çıkabildi.
Yıllar sonra gelen itiraflarda Saddam Hüseyin’in ve Irak halkının bu olaylarla uzaktan yakından ilgisinin olmadığı CIA raporlarında yerini almış, fakat arkalarında milyonlarca ölü, mezhep savaÅŸları ve paramparça olmuÅŸ bir ülke bırakmışlardı.
Medyanın etki alanı ve gücü;
Kullandığı dil, politika, sinema, yazılı ve görsel basın ABD’nin, iç ve dış güçlere karşı itici motivasyonunu oluÅŸturan temel öÄŸeleri.
Pentagon’un operasyonel haber kanalı olma özelliÄŸi taşıyan CNN gibi yayın kuruluÅŸları baÅŸta olmak üzere, tüm medya ABD’yi diÄŸer ülkelere karşı savaÅŸlara hazırlar.
Algı yönetimini çok sıklıkla Hollywood üzerinden de yapan, insan algı ve duygularını yönetebilme sanatını en iyi bilen ABD, özellikle kendi kamuoyu üzerinde baÅŸarı saÄŸladığı en deÄŸerli alanlardan sadece biri.
Kullandığı tüm bu enstrümanlar sayesinde ülkeler üzerinde ki etkilerini dünyamız son 50 senedir tecrübe etmekte.
Siyasi söylemlerinde ve sınır ötesi teröristlere verdiÄŸi destekle diÄŸer ülkeler nazarında Amerika, OrtadoÄŸu coÄŸrafyasında süper güç ülke olma ve güvenirlilik özelliÄŸini yavaÅŸ yavaÅŸ yitiriyor.
Kasım 2016 seçimlerinde Trump’ın kazanması, ABD’nin kendi içinde ne denli sıkıntılar yaÅŸadığının da kanıtı. Trump’ın Putin’e sempati duyması, söylemleri ve tutumu, Amerika’nın derin kanadını derin endiÅŸelere sokuyor.
Trump’ın kazanmasını her ne kadar Rus istihbarat servisine baÄŸlasalarda ülke ekonomisinin gidiÅŸatı, hesabı verilemeyen rakamlar ve cevaplar, Hillary’i seçimlerde destekleyen siyonist yapının kaybı ile sonuçlandı.
Hillary Clinton, siyonist derin devletin adayı olmasına raÄŸmen kaybetti. Milli deÄŸerlerine sahip çıkan Amerikan halkı, medya ve sinema algısının psikolojik bir aldatmadan ibaret olduÄŸu, milli deÄŸerlere ve içe dönük pozitif ekonomik kalkınmayı desteklemeye karar verdiÄŸini Trump’ı seçerek tüm dünyayı ters köÅŸeye yatırdı.
Amerikan halkının vergileri buharlaştı;
Saldırı, Pentagon’un kayıp trilyonlara ait tüm belge ve bilgilerin bulunduÄŸu mali iÅŸler kısmını hedef almış ve baÅŸarılıda olmuÅŸtu.
Ä°ki ayrı hükümette savunma bakanlığı yapan Donald Rumsfeld, Pentagon hesaplarında 2,5 trilyon dolara yakın bir paranın nerede ve nereye harcandığının bilinmediÄŸi, kayıp paranın hesabının verilemediÄŸi yönündeki açıklamasının ertesi günü 11 Eylül 2001’de ABD savunma bakanlığı Pentagon’a saldırı gerçekleÅŸti. Bu asimetrik saldırı çok iyi tasarlanmış ve hedefi tam isabet vurmuÅŸtu.
Türkiye’nin gözle görülür yükseliÅŸinden rahatsız olan batı ülkeleri terör örgütlerine verdiÄŸi destekle ön almaya çalışsada, istediÄŸini elde edememenin telaşını yaşıyor.
11 Eylül senaryosu devamı niteliÄŸinde Ä°stanbul Reina’da gerçekleÅŸen terör saldırısı, Suriye’deki baÅŸarımızın ve varlığımızın yansıması. Reina’da ki saldırının arkasında ki güç, Türkiye’nin OrtadoÄŸu da ki haklı varlığından rahatsız olan bilindik istihbarat servisleri. Yapan da yaptıran da belli.
11 Eylül ile baÅŸlatılan ve yeni dünya düzenini kendi çıkarları adına tekrar dizayn etmek isteyen küresel gücün planlarını Türkiye devre dışı bıraktı. Türkiye ve Rusya, yeni düzeni inÅŸaa edecek iki önemli ülke haline geldi.
Sonuç;
Dünya eski dünya deÄŸil. Dengeler deÄŸiÅŸiyor. Yeni dünya düzeninde büyük görevler üstlenecek olan Türkiye, nükleer enerji üzerinde durmalı ve çalışmalara bir an önce baÅŸlamalı.
Türkiye, yerli teknolojiyle donatacağı yerli silah yapımına daha fazla yatırım yapmalı. Silah sanayinde yüzde yüz millileÅŸmeli. Silah, teknoloji ve benzeri hususlarda bağımsızlığını kazanmalı. Ülkeye caydırıcılık kazandıracak uzun menzilli kıtalararası füzelerini acilen TSK’nın envanterine katmalı.
Bu coÄŸrafyalara ancak demokrasiyi bu coÄŸrafyalarda yaÅŸayan insanlar getirecek. Bundan sonra hiç bir batı ülkesi demokrasi adı altında iÅŸgal giriÅŸimlerinde bulunamayacak. Çok yakında herkes dersini alacak.
Not;Pentagon’un Kasım 2016 seçimlerinden önce yaptığı açıklamada söz konusu kaybın 6 trilyon dolar olduÄŸu yönündeydi.
Facebook Yorum
Yorum Yazın