Bunlar 1960 Anayasası’nın kendilerine tanıdığı şımarıklılıkla adeta mühendis ve mimarlarımızın başında ali kıran baş kesen olmuşlardı. Deli Dumrul’un köprüden geçenden bir, geçmeyenden iki akçe alması gibi adeta mühendis ve mimarlarımızı kanunsuz tahsilata bağlamışlardı. Gariban mühendisler hele üç kuruş para kazanmakta zorlanırken bu kanunsuz tahsilatları vermek zorunda kalıyorlardı.
Geçende konuştuğum bir jeofizik mühendisi arkadaşım Anadolu’nun ücra bir kentinde her ay jeoloji ve jeofizik mühendisleri odalarına en az 2.000 TL kanunsuz tahsilat (pardon harç) ödüyordum! Şimdi ben bu paraya yeni bir mühendis istihdam edeceğim diyor. Şimdi ben buradan soruyorum bu Mimar ve Mühendis Odalarının (kısaca T.M.M.O.B) topladığı paraların mühendis ve mimarlarımıza ne faydası oluyordu? Bir çok illegal ve marjinal örgütlerin faaliyetlerine mi gidiyordu? Beş yıldızlı otellerde alem mi yapılıyordu? Bu soruların cevaplanması gerekir.
Şimdi sokaklarda vandallığa başlamışlar bu kanunsuz tahsilatçılar. Devlet bizim mamamızı kesti diye. Hatta İstiklal Caddesi’nde ve ara sokaklarda esnafa saldırıyorlarmış. Ben görmedim sadece duydum. Zira şarkının sözlerindeki gibi;
Artık çıkmıyorum İstiklal’e
Sabah Fatma hanım uyandırıyor
Helva, ekmek, çay…
Bana onlar bakıyor…
Facebook Yorum
Yorum Yazın