Makedonya’nın göz bebeÄŸi Üsküp
Makedonya’nın Kalkandelen Kentindeyiz. Ä°ki güzel tarihi mekânda onlarca hatırayla karşılaşıyoruz. Birincisi zarafet ve nakış nakış iÅŸlenen güzelliÄŸiyle Ala Camii. Ä°ki kız kardeÅŸin hasta babaları için para biriktirerek Hacca göndermeye niyetlendikleri ancak babalarının bu kutlu bekleyiÅŸe ömrünün yetmediÄŸi için babalarının hayrına yaptırdıkları camidir Ala Camii. Tabiri caizse bayan eli deÄŸdiÄŸi üzerinden yıllar geçmesine raÄŸmen hala belli. Gerek caminin dış yüzeyinde gerekse iç süslemelerinde olsun görülen abartılı süsleme ve nakışlar bayan hassasiyetini yansıtmakta. Belki de tek örnek sayılabilecek derecede güzel ve orijinal süslemelerle bezenmiÅŸ Camii ve haziresi; bölgenin en çok ziyaret edilen tarihi mekânlarından biridir.
Yine Kalkandelen’e gelip de görülmeden gidilmemesi gereken yerlerden biri de 16. Yüzyılda Sersem Ali PaÅŸa tarafından kurulan aynı zamanda Harabati Baba Tekkesi adıyla da bilinen ve içinde bir konak, misafirhane, tekke, sohbet odaları, çeÅŸme ve türbelerin bulunduÄŸu külliyedir.
Sersem Ali PaÅŸa; Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk eÅŸi olan Mahi Devran Sultan’ın aÄŸabeyidir. Aynı zamanda Osmanlı Beylerbeylerinden biridir. Ali PaÅŸa gördüÄŸü bir rüya üzerine devlet iÅŸlerini bırakıp Hacı BektaÅŸ Veli dergâhında dinî hayata geçmek için padiÅŸahtan izin istemiÅŸtir. Bu kararına ÅŸaşıran Sultan Süleyman “Sen sersem mi oldun? Vezirlik bırakılır da orada DerviÅŸlik mi yapılır” deyince “Kabulümdür Sultanım, varsın bana Sersem Ali desinler. Fakir müsaadenizi rica ederim”, diye cevap vermiÅŸ ve padiÅŸah da izin vermiÅŸtir. Bundan sonra Sersem namıyla anılmaya baÅŸlayan Ali PaÅŸa’nın vefatıyla Malatya’dan gelerek buraya yerleÅŸen Harabati Baba postu devralmıştır. Uzun yıllar dini tebliÄŸ ve irÅŸat faaliyetleri sürdüren külliye Kosova valisi Recep PaÅŸa döneminde 50 hektarlık yeni vakıf arazilerinde katılımıyla geliÅŸtirilmiÅŸtir. Verem hastası kızı için yaptırdığı konak ilavesiyle dönemin en önemli dini ve ilmi merkezi olan külliye maalesef Osmanlıların Balkanlardan çekilmesinin ardından uzun zaman boyunca harabe hale halde kaldı. 1945 Yılında tamamen kapatılan ve 1948 yılında büyük bir kısmı yakılan külliye Yugoslavya döneminde yeniden onarılarak otel, diskotek ve kumarhane olarak hizmete sunuldu. Vakıf külliyenin asli hüviyetinden onursuzca kullanılmasına vicdanları el vermeyen bir grup mücahidin gayreti ile külliye asli hüviyetine kavuÅŸturulmak üzere iÅŸgal edildi. Uzun zaman süren direniÅŸle 2001’deki Ohri Çerçeve AntlaÅŸmasıyla külliye Makedonya’da yaÅŸayan sünni ve BektaÅŸi birliklerinin hizmetine bırakıldı. Her köÅŸesinde ve her yapısında balkanlarda yaÅŸanan hüznün, sevincin ve mücadelenin izlerini görebileceÄŸimiz Sersem Ali PaÅŸa / Harabati Baba Külliyesi yaÅŸayan bir tarih belgeseli olarak izlenmesi gereken bir mekân olarak Kalkandelen’de faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ve Makedonya’nın göz bebeÄŸi Üsküp. Mahalle ve sokaklarında kendi ülkemizde dolaşır gibi dolaÅŸabileceÄŸiniz, sanki biraz önce Ä°stanbul’un bir semtinden kalkan toplu ulaşım aracının bir sonraki durağı gibi hissedebilecek kadar kendinize yakın bulacağınız bir ÅŸehirdir Üsküp. Tıpkı Yahya Kemal’in Kaybolan Åžehir adlı ÅŸiirindeki ilk mısralarında belirttiÄŸi gibi
Üsküp ki Åžar DaÄŸ’ında devamıydı Bursa’nın.
Bir lâle bahçesiydi dökülmüÅŸ temiz kanın.
1392 yılında Osmanlılar tarafından fethedilen Üsküp; 500 yıl Osmanlı ÅŸehri olarak varlığını sürdürmüÅŸ. Balkan SavaÅŸları öncesinde yaklaşık bir milyon Türk nüfusuna sahip Üsküp’te bugün yaklaşık yüz bin Türk nüfusuna sahiptir. Vardar nehrinin birbirinden ayırdığı iki bölgeden, eski ve yeni Üsküp veya Türk mahallesi / çarşısıyla yeni Makedonya da diyebileceÄŸimiz sevimsiz bir ayrışmanın izlerini de yer yer görmek mümkün.
Üsküp kalesine sırtını vermiÅŸ, ÅŸehre tepeden bakan Mustafa PaÅŸa Camii’nde kılacağınız bir Cuma namazı ardından kaybedilmiÅŸ toprakların hüznüyle dilinizde dualar eÅŸliÄŸinde Üsküp sokaklarını ağır ağır dolaÅŸarak ÅŸehre inerken tanıdık yapı ve yüzlerle karşılaÅŸmanın sevinci biraz olsun yüreÄŸinizi ferahlatır. Yahya PaÅŸa Camii, Saat Kulesi, Türk Çarşısı, Ä°sa Bey Camii, Mustafa PaÅŸa Camii, Murat PaÅŸa Camii, Kapan Hanı, Sulu Han, Davut PaÅŸa Hamamı, TaÅŸ Köprü ve birçok eseri ziyaret ettikçe 500 yıllık ÅŸanla ÅŸerefle dolu bir tarihi de okuduÄŸumuzun farkına varacağız.
Aynı zamanda 17 Han binası inÅŸa edilmiÅŸ olan Üsküp’te günümüzde 3 han binası kaldığını, 15.yy’ın 2 yarısında inÅŸa edilmiÅŸ Sulu Han ve Kapan Hanı’n bugün maksatlarının dışında kullanıldığını, Davut PaÅŸa Hamamının restore bahanesiyle yıllardır kapalı tutulduÄŸunu, ülkede azınlık durumundaki Müslüman cemaatin talep ve isteklerinin ötelendiÄŸini gördük/ duydukça hüzünlenmemek elde deÄŸil.
Makedonya gezimizi Üsküp’e 15 Km uzaklıktaki dünyanın görülmesi gereken 100 doÄŸa harikasından biriyle Matka Kanyonu ziyaretiyle sona erdiriyoruz. 500 Hektarlık bir alana sahip Kanyonda yürüyüÅŸ parkurları, gezi tekneleri, rafting – kano parkurlarıyla eÅŸsiz bir gün geçirmeniz mümkündür.
Makedonya’ya düzenleyeceÄŸiniz seyahat veya tatil programlarında birçok duyguyu yaÅŸama fırsatınız olacaktır. Kimi zaman hüzünlenecek, kimi zaman gururlanacak kimi zaman da keyif alacaksınız belki de ancak her ÅŸeye raÄŸmen Üsküp; doÄŸduÄŸunuz büyüdüÄŸünüz topraklar kadar size tanıdık ve sıcak gelecek. Yüzbinlerce Makedon, Üsküp göçmeniyle bir arada yaÅŸadığımız topraklardan ÅŸimdi gurbet olmuÅŸ bu güzel topraklara gidip geldikçe kimimizin gurbeti sılaya kimimizin sılası da nasıl gurbete dönüÅŸmüÅŸ daha iyi anlayabileceÄŸiz.
TeÅŸekkür: Makedonya Gezisiyle bu güzel duyguları yaÅŸamamıza vesile olan baÅŸta Günsan Elektrik’e, Mika Tur Yetkililerine ve tur boyunca beraber seyahat ettiÄŸimiz iÅŸadamı / misafirlere sonsuz ÅŸükranlarımı sunarım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın