Avrupa’nın orta yerine sıkıştırılmış Makedonya; Balkanların etnik kimliÄŸi en bol bir arenası sanki. SavaÅŸ görmüÅŸ, acılarla yoÄŸrulmuÅŸ, göçlerle sürgünlerle savrulmuÅŸ, hasretle gözyaÅŸlarına boÄŸulmuÅŸ umutlu ve vefakâr Evlad-ı Fatihan ( Fatih’in Evlatları ) diyarıdır Makedonya.
Üsküp Müslüman Türk çarşılarında helal gıda sorduÄŸunuzda sadece siz mi Müslümansınız cevabıyla uzak diyarlarda unutulan kardeÅŸlerimizin varlığı tokat gibi yansımakta yüzümüze.
Evet, dünyada sadece biz yaÅŸamıyoruz. Akraba, soydaÅŸ ve Müslüman kardeÅŸlerimiz de varlar veya var olmayı sürdürüyorlar. Bizim dinlenerek, eÄŸlenerek zevkle dolaÅŸtığımız topraklarda kimliklerini korumaya çalışarak var olmaya çalışan bir topluluk var Balkanlarda.
Tüm olumsuzluklara raÄŸmen bir arada yaÅŸamaya, hayatlarını dedelerinden miras aldığı kültürle devam ettirmeye, inançlarını vahyin ulaÅŸtığı andan beri korumaya çalışan bölgelerden biri de Makedonya’dır elbette.
Günsan Elektrik kampanya kapsamında düzenlenen kültür gezilerinden Balkanların güzide coÄŸrafyalarından birine, Makedonya’ya piyasamızdan ve piyasa dışından seçkin dostlarla ziyaret etme fırsatı bulduk.
Oldukça güzel geçen Makedonya seyahati sırasında kimi zaman kendi evimizde, kimi zaman gurbette, kimi zaman da zamanın bir baÅŸka diliminde hissettik kendimizi. Üsküp, Ohrid, Manastır ve Kalkandelen bölgelerinde geçmiÅŸin izlerini, yaÅŸanmışlıkların hislerini ve günümüzün güzellikleriyle birlikte yerinde görme fırsatımız oldu.
Türkler, Arnavutlar, Makedonlar, TorbeÅŸler derken Makedonya’da ne kadar da çok akrabamız, kardeÅŸimiz ve dostumuz varmış bir kez daha görme fırsatımız oldu. Balkanların mini bir mozaiÄŸi olan Makedonya; çok kültürlülüÄŸü ve derin tarihi geçmiÅŸi ile tanınmayı/ hatırlanmayı hak ediyor.
Bir kültür mozaiÄŸi Makedonya
Makedonya; Eski Yugoslavya Cumhuriyetlerinden birisidir. Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan arasında sıkışmış, yedi yüz bin nüfuslu küçük bir ülkedir. Makedonya’nın en göze çarpan özelliÄŸi birçok etnik unsura ev sahipliÄŸi yapması. Avantajları olduÄŸu kadar dezavantajları da olsa da bir arada yaÅŸamayı baÅŸarabildikleri sürece tarihi ve kültürel zenginliÄŸi Makedonya’nın her zaman ilgi odağı olmasını saÄŸlayacaktır.
Yolculuğumuzun ilk durağı Manastır
Tarihi bedesteniyle, Ä°shak PaÅŸa Camii, Hacı Mahmud Bey Camii, Haydar Kadı Camii, Hacı Hamza Bey Camii ve Saat kulesiyle klasik bir Osmanlı kenti hüviyetini korumaya çalışan Manastır; Makedonya’nın ikinci büyük ÅŸehridir.
Saat kulesinin tepesine kondurulan Hristiyanlığın sembolü haç ve tarihi Yeni Camii’nin müze olarak kullanılması ÅŸehre damgasını vuran Osmanlı izlerini silmeye yönelik olsa da Manastır hala biz kokmaya devam ediyor.
Manastır’ın bir baÅŸka bilinirliÄŸi de hiç ÅŸüphesiz Atatürk’ün okuduÄŸu Askeri Ä°dadi okulunun bu kentte olmasıdır. Dolayısıyla Makedonya’yı ziyaret eden turistlerin güzergâhlarından biri olan Manastır Askeri Ä°dadisi bugün bir müze olarak kullanılmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’e ayrılan bir bölümde Atatürk’ün ÅŸahsi eÅŸyaları, fotoÄŸrafları, üniformaları ve kitapları sergilenmektedir.
Dünya’nın her yerinde bulunan Türk ve Ä°slam eserlerinin bakımı ve onarımını saÄŸlayan TÄ°KA; Manastır eski kadılarından Ä°shak PaÅŸa’nın yaptırdığı Ä°shak PaÅŸa Camii’ni onarmış ve bölge Müslüman halkının ibadetlerini huzur içinde yapabilmelerine imkân saÄŸlamış. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluÅŸu TÄ°KA’ya takdirle hakkını teslim etmek lazım.
Manastır’dan Ohrid’e geçerken yolumuzun üzerinde bulunan Resne kasabasına uÄŸruyoruz. Hani ÅŸu Osmanlının son döneminde saraya karşı siyasi ve askeri entrikalarla darbeler düzenleyen Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Makedonya’da oluÅŸturulduÄŸu dönemleri hatırlıyoruz. Resneli Niyazi’nin sarayını ziyaret ediyoruz. Bir zamanlar Ä°ttihat Ve Terakki ekabirliÄŸiyle kendisine saray yaptırmak isteyen ve Avrupa’daki dostlarından saray fotoÄŸrafları getirtip bir Fransız sarayının tıpkısını Resne’ye inÅŸa ettiren Niyazi PaÅŸa’nın Sarayını ibretle geziyoruz.
Ne gariptir ki sarayın bitimi sırasında bir gece dahi konaklayamadan kendi koruması tarafından öldürülen Niyazi PaÅŸa; Osmanlı payitahtına karşı giriÅŸtiÄŸi darbe sonrası ne için hayatını feda ettiÄŸini bile bilemeden dünyasını terk etmiÅŸ. Yine bugün deyim olarak kullandığımız “ Ne ÅŸehittir ne gazi pispisine gitti Niyazi” sözünü metruk sarayının örümcek ağı baÄŸlamış salonlarında bir kez daha anarak yolumuza devam ediyoruz.
Devam EdeceÄŸiz..
Facebook Yorum
Yorum Yazın