Kur’an Bize Diyor ki..

3/79. Allah’ın kendisine kitap, hüküm, nübüvvet verdigi hiçbir insanın kalkıp da halka: “Allah’ın dısında bana da kul olun” deme yetkisi yoktur. Lâkin o insanlara: “Ögretmekte ve okuyup okutmakta oldugunuz kitap sayesinde Allah’ın Salih kulları olun” der.

5/67. Ey Resul! Rabbinden sana indirileni teblig et. Eğer bunu yapmazsan onun verdigi elçilik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.

5/92. Öyleyse Allah'a itaat edin, Resuluna itaat edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Şayet yüz çevirirseniz bilmiş olun ki elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.

5/104. Kendilerine: “Allah’ın indirdiğine ve Resule (onların hakemliğine) gelin denildiğinde “Atalarımızı ne halde bulmuşsak o bize yeter” derler. “Ataları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı onlara tabi olacaklar?”

4/115. Her kim de, hidâyet yolu kendisine iyice belli olduktan sonra, Resulullah’a muhalefet eder ve müminlerin yolundan başka bir yola tâbi olursa, Biz onu döndüğü yolda bırakırız. Fakat âhirette kendisini cehenneme koyarız. Orası ne fena bir varış yeridir!

18/110 De ki: “Ben de sizin gibi ancak ölümlü bir insanım. (Ne var ki) bana ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolundu. Öyleyse, artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koysun ve Rabbine özgü kullukta hiç kimseyi, hiçbir seyi (o'na) ortak koşmasın!”

46/9 De ki: “Ben (Allah'ın) elçilerinin ilki değilim ve (onlar gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyarım çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım.”

7/188 de ki: “Allah dilemedikçe, kendime bir yarar sağlamak ya da kendimden bir zararı uzaklaştırmak benim elimde değil. Eğer insan kavrayışının ötesinde olanı bilseydim, muhakkak ki, daha çok hayır yapmak isterdim ve bana kötülük de dokunmazdı. (Ama) ben sadece bir uyarıcıyım ve inanan bir topluma iyi haberler getiren müjdeleyiciyim.”
6/50 De ki: “Ben size Allah'ın hazineleri benimdir” demiyorum. Ben (kendiliğimden) insanın kavrayış alanının ötesindeki bilinmeyenleri de bilmem. Size: “Ben meleğim de demiyorum. Sadece bana indirilen vahye uyuyorum.” (Yine) de ki: “Görmeyenle gören bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?”

24/47. Çünkü niceleri: “Biz Allah’a ve Resulüne inandık ve itaat ettik” derler de sonra onlardan bir kısmı, buna rağmen geri dönerler. İşte bunlar mümin değildirler.

26/107. Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

26/108. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin

7/203. Onlara keyfî olarak istedikleri bir âyet veya mûcize getirmediğin zaman “Hiç değilse birşeyler bulup buluştursaydın yâ!” Derler. De ki: “Ben, sadece Rabbimden ne vahyolunursa ona tâbi olurum. Bütün bu Kur’ân Rabbinizden gelen basiretlerdir, gönül gözlerini açan gerçekleri gösteren nurlardır. İman edecek kimseler için bir hidâyet ve rahmettir.”

11/1. Elif, Lâm, Râ. Bu öyle bir kitaptır ki âyetleri en kesin delillerle desteklenmiş, sonra da güzelce açıklanmış, tam hüküm ve hikmet sahibi, her şeyden haberdar olan (hakîm ve habîr) tarafından gönderilmiştir.

11/2. Bundan maksat, Allah’tan başkasına ibadet etmemenizdir. Gerçek şu ki: Ben sizi cennetle müjdelemek ve cehennemle uyarmak için o’nun tarafından gönderilmiş bulunuyorum.

7/204. Öyle ise, Kur’ân okunduğunda hemen ona kulak verin, susup dinleyin ki merhamete nail olasınız.

36/69. Biz Resûl’e Kur’ân öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz. O sırf bir irşâd ve parlak bir Kur’ân’dır.

36/70. Yaşayan her kişiyi uyarsın diye, böylece ilahî hüküm kâfirler hakkında kesinleşsin diye, gönderilmiştir.

43/44 Muhakkak ki bu (Kur'an) senin ve halkın için bir öğüttür. Zamanı gelince hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz.

14/31. Söyle o iman etmis kullarıma: Namazı tam gerektiği şekilde kılsınlar; alışverişin veya dostluğun olmadığı gün gelmeden önce, gizli ve açık şekilde, kendilerine ihsan ettigimiz rızıklardan, nimetlerden bağışta bulunsunlar.

2/254 Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışveriş, dostluk ve şefaatin olmayacagı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yoluna harcayınız. Biliniz ki, hakikati inkâr edenler zâlimlerin ta kendileridir

25/27. 28. 29. O gün zalim, parmaklarını ısırır “Eyvah!” Der, “keşke o rasul ile birlikte bir yol tutsaydım! Eyvah! Keske falanı dost edinmeseydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ândan) beni o uzaklaştırdı. Zaten şeytan, insanı işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da yüzüstü, yalnız bırakır.”

25/30. O gün Peygamber: “Ya Rabbî, halkım bu Kur’ân’ı terkedip ondan uzaklaştılar!” Der.

54/17 Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

54/22. Yemin olsun: Biz ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

54/32. Yemin olsun, Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

54/40. Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi, var mı düşünen ve ibret alan?

54/51. Gerçekten Biz sizin nice benzerlerinizi imha ettik! Haydi var mı düşünen ve ibret alan?