Köşemizi takip edenler iyi bilir elimizdeki çuvaldızı kendimize batırmadan iğneyi başkalarına batırmadık. Özeleştirimizi yapmadan başka bahanelerin ardına sığınmadık bugüne kadar. Öyle de devam edecek bu duruşumuz.
Bu kez durum biraz farklı. Bu kez sahadaki futbolu değil, yönettiği bir futbol maçını tiyatro sahnesine çeviren ve art niyetinden kimsenin şüphesi olmayan, maçı adeta pozisyon pozisyon kıyan sözüm ona hakem üzerine konuşmak istiyorum.
Evet, hepiniz kimden bahsettiğimi gayet iyi anladınız. Hakemlerde insan nihayetinde hata yapmaları oldukça doğal. İşte bu doğal durumdan dolayı VAR sistemi kullanılıyor. Zaman zaman bunda da hatalar yanlış yorumlamalar oluyorsa da, hakemlerimizin verdikleri hatalı kararları, emin olamadıkları vs. kararların düzeltilmesinde bir başarı sağlıyor bu sistem. Ancak geçtiğimiz günlerde oynanan ve Fenerbahçe – Trabzonspor maçını yöneten Ali Şansalan elindeki tüm bu imkânları ve verdiği kararları tek taraflı kullanmayı tercih etmiş gibi görünüyor. (Ali Şansalan’ı izledikçe, aklıma 2016 yılında Braga ile oynadığımız maçın hakemi Ivan Bebek geldi nedense. Futbol sahasını operasyon alanına çeviren ve o olaylı maçtan sonra adı sıkça skandallarla anılan Ivan Bebek)
Böylesine zıt ve geçmişte kuyruk acısı olan iki kulübün müsabakasına hangi kriterler göz önüne alınarak böyle bir hakem uygun görüldü hepimiz bilmek isteriz. Geçen sezonda yönettiği Fenerbahçe – Konyaspor maçında yine Fenerbahçe aleyhine aldığı kararlar ile (hemde VAR görüntülerini izleye izleye) tepkileri üzerine çekmiş ve neredeyse bir daha hiç büyük baç yönetmemiş bu hakem arkadaş ne oldu da böyle kritik denebilecek bir maça layık görüldü.
Fenerbahçe çok iyi oynadı ama buna rağmen maçı kaybetti demiyorum ama Trabzonspor’da bu galibiyeti hak edecek bir futbol sergilemedi. Hakemin maçın seyrini değiştirecek kararlar alması hem futbol konuşmamıza engel olmuş hem de Trabzonspor’un galibiyetine gölge düşürmüştür.
Sahada değerleri yüz milyonlarca dolar olan iki futbol kulübü ve her biri milyon dolarla değerinde olan oyuncuları ve onların oynayacağı futbolu konuşmamız gerekirken halen teknolojiye rağmen maçları beceriksizce yöneten hakemleri konuşmamış hem spor hem de ekonomik açıdan büyük bir kayıp.
Gelelim çuvaldıza…
Pereira maça baskıyla başladı. Trabzonspor’un iki kanadına da baskı yaparak girdi ve peşinden golü de buldu. Ama golden sonra geri çekilip orta sahayı kendi elleriyle rakibine teslim etti. Bunun üstüne kırmızı kart gelince, kişisel hatalar arttı ve bunların üzerine kelecimiz Altay’ın halı saha performansı eklenince yenilmemek için hiçbir sebep kalmadı. Pereira’nın geç kalmadan daha seri karar vermesi ve takımı da hızlıca bu oyun içindeki değişime adapte etmesi lazım. Görünen o ki oyunu kuralına göre değil hakemine göre oynayacağız…
Facebook Yorum
Yorum Yazın