Eylül ayında, ‘Organize Suç ve Yolsuzluk Bildirim Projesi’ ve ‘Balkan AraÅŸtırmacı Gazetecilik Ağı’ adında iki bağımsız kuruluÅŸun ÅŸöyle bir iddiası düÅŸtü ajanslara: “ABD, Suriye’deki grupları silahlandırmak için düÄŸmeye bastığı yeni programda usulsüzlüklere imza atıyor.”
Ä°ki kuruluÅŸun raporuna göre Pentagon, Suriye’de DEAÅž’la mücadele için aralarında YPG’nin de olduÄŸu gruplara deÄŸeri 2.2 milyar dolara ulaÅŸması beklenen silah yardımı yapmıştı. Fakat ABD, silahların kime gittiÄŸinin anlaşılmaması için belgelerden silahların alıcısını çıkarıyor. Böylece ABD’nin hem YPG’ye hem de baÅŸka örgütlere silah verdiÄŸi anlaşılmıyordu.
Bölgeye ABD’nin gönderdiÄŸi silahlardan büyük kısmının PKK’nın uzantısı YPG’nin eline geçmesi, Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı. ABD’yi uyarması ve daha o günlerde Afrin operasyonunun masada olduÄŸunu söylemesi de ABD’nin sınırımıza 4 bin 900 TIR ve 2 bin kargo uçağı dolusu silahlarla terör üssü kurmasını engelleyemedi. Aylarca süren görüÅŸmeler ve diplomasi trafiÄŸine raÄŸmen ABD bildiÄŸini okuyunca, Rusya’nın da ifade ettiÄŸi gibi sonunda “Türkiye’yi çıldırttı”.
ABD’nin kural tanımazlığı, Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almaması ve bölgede yeni Suriyeler oluÅŸturma derdinde olduÄŸu görülüyor. Sınırlarımızın ötesinde bunlar olurken, içeride de PKK’ya karşı operasyonlar sürüyordu. Yakalanan silahların bir kısmı da Suriye’den elde edilen silahlardandı. Bu durumda Türkiye, uluslararası hukuktan doÄŸan meÅŸru müdafaa hakkı çerçevesinde operasyonu baÅŸlattı.
Üstelik operasyondan önce, terörizmle mücadelede ABD’nin seçtiÄŸi yöntemin yanlışlığını günlerce dile getiren ErdoÄŸan’dı. Ne var ki ABD, Rusya’nın operasyona karşı olacağını düÅŸünerek burnundan kıl aldırmadı!
Hükümet, emperyalist güçlerin coÄŸrafyamızdaki kirli emelleriyle mücadele ederken, tüm dengeleri de gözetmek zorundaydı. Zeytin Dalı Harekâtı’nın Kürtlere deÄŸil, PKK’ya karşı ve bunun iÅŸgal deÄŸil aslında müdafaa olduÄŸunu, çeliÅŸkili açıklamalarına karşın ABD’ye de kabul ettirdik. Suriye’nin toprak bütünlüÄŸü ve bir an önce savaşın bitip ülkemizde bulunan 3,5 milyon mültecinin vatanlarına geri dönmesini dile getiren sadece Türkiye’dir.
BM ve baÅŸta Hollanda olmak üzere bazı ülkeler de operasyonu beklenenden çok daha mâkul bir dille karşıladılar.
Operasyonun 4.gününde tıpkı PKK’nın hendeklerini, terör ve ÅŸiddetini görmeyerek, devletin operasyonlarını “katliam” diye niteleyip, “Bu suça ortak olmayacağız!” diye bildiri yayınlayanlar gibi, bu kez de “SavaÅŸa Karşıyız” diye baÅŸka bir bildiri daha yayınlandı. Bildiride imzası olanlardan biri de Hüsamettin Cindoruk. Ancak, bu bildiride adının yanlışlıkla yer aldığını açıkladı.
Elbette, herkes fikrini her konuda söyleyebilir ancak bu imzacılar eÄŸitimli insanlar ve yukarıda yazdığımız süreç, perde arkasında cereyan etmedi. Sürekli, cici kavramları sloganlaÅŸtırıp, gerçeklerden kopuk, aklı bir karış havada ergen tavırlarıyla bildiri yayınlayınca ciddiye mi alınacaklarını sanıyorlar! Aman ha PKK’nızı üzmeyin, aman ha!
SavaÅŸa x karşı deÄŸil ki! Bir de “Barış, çok güzel!” “Barış,hayal deÄŸil!” diye diye köÅŸe yazıları döÅŸendiler. Bak ya; biz nasıl da düÅŸünemedik!
“Çiçekler güzel, kuÅŸlar uçuyor”, “Uç uç böceÄŸim, annem sana terlik papuç alacak!”
“Tut Ali tut!” ,”AyÅŸe, topu at!” “KoÅŸ heval koÅŸ!” “ Mayını göm, bombayı patlat!”, “Devrimci savaÅŸa evet!”, “AÅŸk olsun PKK, aÅŸk olsun!” “Canlı bombalarınız çok şık!”
Neyse siz devam edin, komik olmak da bir seçenek pekâlâ!
Tabii bunlar hep makarnacıların “Tolstoy” okumamasındandı! Bu yüzden belki de 15 Temmuz’da sapanını kapan çıktı sokaÄŸa!
Fakat en ilginç açıklama imzacılar arasında yer alan Zülfü Livaneli’den geldi.
“Bu metin bir bildiri olarak hazırlanmadı. Operasyondan epey önce, ‘Evrensel barış ilkeleri gereÄŸince kanımız dökülmeden bir siyasi çözüm bulunabilir mi?’ diye, sadece milletvekillerine bir iyi niyet mektubu olarak gönderildi. Operasyondan epey önceydi. SavaÅŸ mı iyidir, barış mı iyidir dendiÄŸi zaman elbette ki barış iyidir. Barışçıl çözüm bulunsun diye böyle bir imza verdik. Mektup, ‘Türkiye acaba savaÅŸtan kaçınabilir mi?’ sorusu üzerine iyi niyetle yazılmıştı. Ama ÅŸimdi bildiri haline dönüÅŸtürülüp de savaÅŸ devam ederken, bu hale getirilmesi çok hoÅŸ bir ÅŸey olmadı. Kafa karışıklıkları yaÅŸanıyor. Ä°mza geri çekmenin bir manası olmaz. Biz neye ve ne zaman imza koyduk açıklamak istedim. Bunu yayınlamak, kim yaptıysa doÄŸru bir ÅŸey deÄŸil. Ä°mza koyan birçok arkadaÅŸ da böyle düÅŸünüyor”
“KoÅŸ Sevim koÅŸ!“
Asıl “savaÅŸ” burada!
Facebook Yorum
Yorum Yazın